menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Alışkanlıklar özgürleştirir mi zincirler mi?

29 0
14.09.2025

@FeyzaBayraktar_

info@feyzabayraktar.com

Günlük hayatımızın büyük kısmı, farkına bile varmadan tekrar ettiğimiz davranışlarla örülüdür. Sabah elimizi telefona uzatmamız, kahveyi şekersiz içmemiz, iş dönüşünde aynı koltuğa oturmamız… ‘Bunların çoğunu ben seçtim’ diye düşünürüz. Oysa çoğu zaman karar veren biz değil, beynimizin otomatik pilotudur. Psikoloji bu görünmez tekrarları ‘alışkanlık’ olarak adlandırır.

Ancak alışkanlık sadece beynin tembelliği değildir; biyolojiden sosyolojiye, sanattan eğitime uzanan geniş bir kesişim alanında ortaya çıkan karmaşık bir olgudur. En önemlisi, alışkanlıklar bizi hem özgürleştiren hem de zincirleyen çelişkili yapılar olarak karşımıza çıkar.

Alışkanlık kavramı psikolojide tek boyutlu bir mekanizma olarak ele alınmaz. Farklı ekoller, onu farklı merceklerden açıklamaya çalışır.

Davranışçılar için alışkanlık, tetikleyici–davranış–ödül döngüsü üzerinden işler. Örneğin: can sıkıntısı → telefon ekranına bakmak → kısa süreli dikkat dağılması. Bu döngü tekrarlandığında davranış otomatik hale gelir.

Bilişsel psikoloji, alışkanlıkların zihinsel şemalara ve dikkat süreçlerine gömüldüğünü söyler. Nöropsikoloji, dopamin devrelerinin ödül beklentisiyle tekrarları nasıl güçlendirdiğini göstermiştir. Psikanalitik yaklaşım ise alışkanlıkları bilinçdışı arzuların ve çocukluk deneyimlerinin sürekliliği olarak yorumlar.

Yani alışkanlık, yalnızca biyolojik reflekslerden ibaret değildir. Onu anlamak için psikolojik, biyolojik ve kültürel ağların iç içe geçtiği çok katmanlı bir yapıya bakmak gerekir.

Alışkanlıkların sadece bireysel değil, toplumsal boyutu da vardır. Burada devreye Pierre Bourdieu’nün ‘habitus’ kavramı girer. Bourdieu’ye göre alışkanlıklarımız, yalnızca bireysel tercihlerimizin değil, içinde yaşadığımız toplumun bize işlediği kültürel kalıpların ürünüdür.

Bir köyde yetişen çocukla büyükşehirde büyüyen çocuk aynı açlığı farklı alışkanlıklarla karşılar: biri tarhana çorbasına, diğeri fast food’a yönelir. Eğitim hayatında da benzer bir işleyiş vardır. Okul ziliyle sıraya girmek, ders boyunca sessizce oturmak, ödev yetiştirmek… Bunlar bilgi kazandırdığı kadar, itaat ve disiplin alışkanlığını da inşa eder. Michel........

© Diken