Önce öldür, sonra yaz
MUSTAFA ALP DAĞISTANLI
Haberi belki gördünüz, Marco Evaristti diye bir sanatçı Danimarka’da açtığı sergide üç yavru domuzu açlık ve susuzluktan öldürecekmiş ama hayvan aktivistleri yavruları çalıp kurtarmış. “Şimdi Umursuyor musun?” başlıklı bu serginin amacı, Danimarka mezbahalarındaki “kanlı gerçek”e dikkat çekmekmiş, hayvanları kansız öldürerek bir “karşıtlık oluşturmak”mış. İnsanları et tüketimini azaltmaya çağırmakmış.
Öldürmekten başka yaşatma yolu bulamadın mı yani? İnsanların ikiyüzlülüğünü yüzlerine vurmak için öldürücülüğe mi başvuracaksın? Sanat bir yaratacılık işi değil midir? Yaratıcılığın tükenmez yolları varken üç yavruyu aç bırakarak öldürmek ha!
Hayvan öldürmeyi (avlamayı) marifet saymak yetmiyormuş gibi bir de öldürdükleri hayvanların kafasını doldurup duvarlarına asanlar, postlarını yerlerine serenler çok eskiden beri var. Ölü hayvan doldurma işine taksidermi deniyormuş, Aydınlanma’dan beri de sanat sayılıyormuş.
Sanat tarihçi arkadaşım Zeynep Rona hatırlattı, hayvan görsel sanatlarda sık kullanılan bir öğe, çağdaş sanatta bunun ustası da Damien Hirst. İngiliz sanatçı ilk kez 1991’de vitrin içinde formaldehitte ölü bir köpekbalığı, sonra da kuzu, inek gibi hayvan karkasları sergilemişti. Zeynep canlı hayvan kullanımının performans sanatında görüldüğünü ve sert tartışmalara yol açtığını söylüyor, “Ama Evaristti gibi canlı hayvanı ölüme bırakan bir sanatçı hatırlamıyorum” diyor.
Bu katil........
© Diken
