Portakallı Pasta | Yasemin Kuloğlu’ndan Küçürek Bir Öykü
Bir hışımla kaldırıp attı portakal poşetini. Mutfak halısının üstüne desen oldu portakallar. “Yine kazana konacak almadın da portakal mı aldın” diye de söylendi.
Anne diyordu adam, şu dişini yaptıralım gel inat etme. Fadime anamız aşkına.
Her işe benim elim değil, Fadime anamızın eli diye başlardı Fadime babaanne. Laf, lafı açarmış ya.
Yok diyordu yok, ölürüm de yaptırmam dişimi, ölü yatırım, bugün yarın sonum toprak.
Patates al portakal yerine soğan al, un al, abur cubura para mı verilir hiç anlamam.
Gelin Hanım, çocukların telaşında. Çamaşırdan yemeğe, oradan bulaşığa. Geçimi biliyor. Anne oğul böyle atışırken ortalıktan kaybolmayı da biliyor. Gülüp geçiyorlar hayata. İş çok Allah’tan. Portakal düşmanlığının psikolojik nedenleri, çocukluk travmaları vs. henüz icat edilmemiş. Ben biliyorum ama ne de olsa anlatıcıyım. Çok olaya müdahale etmeden anlatıcıysam anlatıcılığımı bileyim ve tek bir neden söyleyeyim size olur mu? Küçürek öyküm biraz da toplumcu oluversin. Yoksulluk. Kıtlık zamanlarında günlerce aç kalmışlar kardeşleriyle birlikte Fadime babaanneler. Yokluğu bilmeyen varlıktan anlamaz mı derlerdi. Hayat yine de onlara güzel. Sosyal medya hesaplarında........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein