menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ÖLMEK İÇİN DOĞMAK, YAŞAMAK İÇİN ÖLMEK

9 0
13.03.2025

Mevsimler gibi tüm hayatlar, bir değişim yaşıyor..Saçlar, sakallar gün geçtikçe gelişiyor..Önce büyüyoruz, sonra küçülüyoruz..Biz büyüdükçe, küçülüyoruz..Aciz olduğumuzu unutmasak belki; bu kadar hızlı olmaz bu değişim...hep doğumlara alışık ruhlar, ister mi hiç ölümü?.. 'Ölümü içinde öldürmüş ruhları bekler aslında, sonsuz bir hayat".. "Unuttuk işte ölmek için doğduğumuzu..Ölümü istemeyişimiz bu yüzden..Ölmek için doğduğunu kabul etmeyenler, nasıl kanıksar ölümlerin doğumlara gebe olduğunu?..Ölümü son zannettiğimizden beridir acı verdi tüm selalar..gidenler gelmediğinden, karmaşık göründü tüm olup bitenler"..
Ölümümüz kadar ciddiye almayı beceremedik şu alemi...Ölmeden, yüreğimizden geçenleri..yaşarken duyguları dumura uğrayanlar nasıl tarif edebilirler hayatı?..yaşarken ölmeyenler nerden bilirler, ölümle gelen müjdeyi?.. Ölüm bir kere, doğum bir kere..Ama yaşarken ölmek?..bilinmez kaç kere?..Kaç kere provasını yapmışızdır oysa ölümlerin?..Kaç kere doğrulmuşuzdur, düştüğümüz yerden..Kaç deneyden geçmişizdir severken?..

"Doğuma hazır bir bebeğin gelişi gibidir aşk..taze ve yenidir..konar bir kuş gibi başımıza..dost olur usulca yalnızlığımıza".. ' Peki ya tersi?..Öldürülmek istenen aşklar da benzer mi bir bebeğe?..belki de benzer..bir bebeğin doğması gibi dayanır kalp kapısına..imdat diler, medet bekler içerden bilinmez kaç kere..kapıdan giriş; bir aleme veda, yeni bir aleme geçiştir..lakin, istemezse kalp sahibi sizi, kaderinizdir kapıdan dönmek..bu dönüşümü yaşamadan, geldiği yere gitmek..işte buna........

© Denge