Devlet aklı
1970 yılında TRT televizyonunu kuran kadronun önce öndenetim ve redaksiyon şube müdürü, daha sonra da program ve yayın planlama müdürü olmanın bana tanıdığı yetki ve hakla yazıyorum: Bir televiyon sunucusunun kullandığı dil en bulaşı hastalığın mikrobundan daha bulaşıcıdır. Bir televizyonun sunucusu “ayrıntı” yerine “detay”ı kullandığı anda bu sözcük ışık hızını geri bırakan bir hızla bütün sunucuların diline bulaşır sonra da dil bilincinden yoksun katılımcıların ağzına ulaşır.
Gelelim ikinci dil belasına: Bu bela da okuyarak, yazarak değil de kulaktan duyarak öğrenilen yabancı dildir. Bunun en ilginç örneği “hela” yerine kullanılan “100 numara”dır.
Fransız, helaya “sans numéro” (san nümero), yani “numarasız” demiş ve kapıya “00” yazmış. Ama bizden bir hacıfışfış bunu “cent numéro” (100 numara) diye anlamış ve bizim “ayakyolu” ya da “memişhane” de dediğimiz helanın kapısına “00” ya da “100 numara” diye yazmış. Niye? İkisi de “san” olarak okunan “sans” (...sız) ile “cent”i (100) birbirine karıştırmış, hela kapısına “00” (100 numara) diye yazmış.
Türkçede, bunun gibi kulaktan duyma çeviriden kaynaklanan epeyce örnek var. Bunlardan en önemli ve en çarpıcı olanı “devlet aklı”! Yazıyı 15 Şubat 2022 günü Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “‘Devlet aklı’ değil ‘Hikmet-i hükümet’” başlıklı yazımdan alıntı yaparak tamamlayacağım:
XXI’inci yüzyıla........
© Cumhuriyet
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)