Strateji yönüyle Kurtuluş Savaşı
Strateji kısaca, “hedefi temin edecek gücü oluşturma, geliştirme ve kullanma sanatı” olarak tanımlanabilir. Bu anlamda Türk ulusunun, ebedi başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazandığı Kurtuluş Savaşı’nı, strateji sanatının doruk noktasına yerleştirmek gerekir.
Ebedi başkomutan, Nutuk’unda savaşı şöyle tanımlıyor: “Savaş ve çarpışma demek yalnız iki ordunun değil, iki ulusun bütün varlıklarıyla vuruşması demektir. Bunun için bütün Türk ulusunu savaşla ilgilendirmeliydim.” Atatürk’ün sözleri, Kurtuluş Savaşı’nın büyük stratejisini ortaya koyuyordu. Yani, bağımsızlık için hep birlikte milli güç oluşturabilmekten ve durdurulamaz bir şekilde harekete geçirmekten başkaca bir durum yoktu. Zafer için; coğrafi, demografik, siyasi, askeri, ekonomik, bilimsel ve teknolojik, psikososyal ve kültürel unsurlardan oluşan milli gücü, stratejinin zaman ve mekân faktörleriyle uyumlu kullanabilmek ve güç unsurları arasında görevdeşlik oluşturabilmek gerekliydi.
Ezelden beri hür yaşamış Türk ulusunun psikososyal ve kültürel gücünü harekete geçirmek için “Ya istiklal ya ölüm” parolasından daha iyi bir belgi olamazdı. Büyük Atatürk bu deyişle, Türklüğün kadim kültüründen, kırılamaz azim ve irade, yenilemez bir güç devşirmiştir.
Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay ve Sivas Kongresi tarafından Batı Anadolu Kuvayı Milliye........© Cumhuriyet
