menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

45. yılında darbenin acı mirası - Mahmut Aslan

24 4
12.09.2025

İnsanlık tarihi açısından kısa, bireylerin yaşamı açısından ise uzun bir zaman önce, bu topraklarda yaşanan 12 Eylül 1980 darbesi, yalnızca bir dönemin değil, bugünkü Türkiye’nin siyasal, toplumsal ve ekonomik yapısının da temelini oluşturdu. O sabah tanklar, yalnızca bir kuşağın umutlarını değil, bir ülkenin geleceğini de ezip geçti. Peki, darbecilerin “huzur” ve “istikrar” diye sunduğu bu kanlı operasyonun gölgesinde yaratılan Türkiye, bugün hangi mirasla yüzleşiyor?

12 Eylül, resmi gerekçelerde “anarşi ve terörü önlemek” ve “milli birliği korumak” gibi yüce hedeflerle meşrulaştırılsa da bu söylemin arkasında toplumu yeniden dizayn etme amacı yatıyordu. O dönemin medya manşetleri bile bu algıyı destekliyordu: “Huzur, 1 yaşında.” Ancak bu “huzur” ortamı, yüz binlerce gözaltı, on binlerce yargılama ve işkenceyle yoğrulmuştu. Bu süreçte 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi ve 49 kişi idam edildi.

Bu baskı, toplumu depolitize etmeyi ve siyasetten korkar hale getirmeyi hedefliyordu. 12 Eylül, işte bu korku iklimini yaratarak örgütlenme kültürünü yok etti ve devlete koşulsuz biat eden bir profil inşa etti. Siyasetin terk ettiği boşluk ise darbecilerin “Türk-İslam sentezi” adı altında teşvik ettiği yeni bir ideolojik alanla dolduruldu. Bu süreç, dini eğitimin yaygınlaşmasıyla, özellikle imam hatip okullarının sayısının hızla artırılmasıyla perçinlendi ve bu okullar siyasal İslam için bir “kadro havuzu” işlevi gördü.

12 Eylül aynı zamanda ekonomik bir kırılma noktasıydı. Bilsay Kuruç, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda, 15 Mayıs 1979’da TÜSİAD’ın başlattığı “ilan........

© Cumhuriyet