menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Busan’da ‘büyük resim’

57 1
03.11.2025

Busan’daki Trump-Şi zirvesi, yalnızca iki ülke arasındaki ticaret savaşında geçici bir ateşkes anlamına gelmiyor; aynı zamanda, 21. yüzyılın jeopolitik dengelerinde güç, liderlik gibi kavramların yeniden tanımlandığı bir döneme işaret ediyor. Zirvenin sonunda Trump’ın “12 üzerinden 10’luk bir görüşme” sözleri, Şi’nin ise “Dev gemiyi birlikte yönetiyoruz” vurgusu, ”yeni” bir durumu sergiliyor: Amerika artık “tek süper güç” değil.

Günümüzde Çin, küresel üretimin lojistik damarlarını elinde tutan bir “stratejik tedarik devleti”. Washington hâlâ rezerv para statüsü, finansal ağları ve müttefik sistemi, teknolojik, askeri kapasitesi ile küresel ekonominin merkezinde.

ABD ve Çin ekonomileri hem rekabet halinde hem birbirilerine bağımlı. ABD yüksek teknoloji ihracatını kısıtlayabiliyor. Çin, nadir toprak elementleri üzerindeki denetimini silah olarak kullanabiliyor. ABD-Çin ilişkisi, klasik güç rekabetiyle, karşılıklı yapısal bağımlık içinde bir hibrit denge yaratıyor. Bu “denge”, yeni bir döneme işaret ediyor. Dünya artık ne Soğuk Savaş’ın iki kutuplu düzeninde ne de 1990’ların tek merkezli neoliberal küreselleşme çağında. Bu yeni dönem düzensiz, istikrarsız, bir jeopolitik ortam getiriyor.

Trump-Şi zirvesinin sonuçları, bir barış anlaşması değil, bir geçici “ateşkes” gibi. Çin’in teknoloji alanında özerkleşme hatta liderlik hedefini, ABD’nin tedarik zincirlerini Çin’den........

© Cumhuriyet