Yarışmak yerine, seçime sokmamak...
Önceki zamanlarda bir seçim dönemi yaklaştığında, siyasal partilerin yöneticilerinin ve yandaşlarının amacı, kendi adaylarının veya aday adaylarının seçilmesinin daha isabetli olduğunu anlatmaktı. Daha önceki görevlerinde nasıl çalışmışlar, hangi başarıları kazanmışlar, onlardan örnekler vermekti. Geçmişteki deneyimlerinin katkısıyla gelecekte daha da başarılı olacaklarını söylemekti.
Bunu en fazla iktidardaki parti yapardı. Çünkü ne kadar başarısız olursa olsun, iktidarda bulunduğu yıllar içinde toplum için faydalı işler yapma ve onları hatırlatma imkânı en fazla ondaydı. Hele iktidarda uzun bir süre kalmışsa o faydalı işlerin çeşitli alanlardaki örnekleri, daha somut ve daha fazla olurdu.
Önceki dönemlerde muhalefette kalan partiler ise tabii, kendi vaatlerini anlatırken seçime iktidar partisi olarak giren partinin faaliyetindeki başarısızlık örneklerini de hatırlatırlar, onun dönemini eleştirirlerdi.
İktidar partisinin sözcüleri de o eleştirileri yanıtlamaya çalışırlardı. Seçim propagandası süreci o karşılıklı tartışmalarla sürerdi.
***
Şimdi, yeni bir seçim dönemine fiilen girmiş durumdayız. Demokrasi sürecine ilk girdiğimiz yıllarda, o durum için “Seçim sath-ı mailine girdik” denilirdi. “Sath-ı mail” Osmanlıca bir deyim. Bugünkü dile sözcük olarak “eğik düzey” diye çevrilebilir. Yani: “Yokuş aşağı gidiyoruz. Artık seçimden vazgeçip........© Cumhuriyet
