menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Kurucu önder’in kaleminden

66 16
16.03.2025

İstiklal Marşı’mızın büyük şairi ne demişti:

“Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”

Yaşayıp göreceğiz.

***

2013 yılının kış ortası.

Yine İmralı. Yine Öcalan. Yine TBMM heyeti.

TBMM heyeti demek, “tutanak” demek. Tutanak “tutmak”tan geliyor, açıklanıncaya kadar da “sır” demek.

Sırrı Süreyya Önder yine heyette. Önder’e de lütfen bir mim koyun. (Eski dilde “mühim”in “m”sini yani!)

Sırrı Bey, eski gazeteci, eski kamyon şoförü, eski film yönetmeni ve eskimeyen müzakereci.

Tek eksiği Kürt değil! Terörle merörle de hiç mi hiç işi olmamış: Olsa zaten çoktan! Bu da fazlası!

***

2013 yılı İmralısı.

O dönem Milliyet’in acar parlamento muhabiri Namık Durukan tutulan tutanakları ele geçiriyor.

Getirip gazetenin genel yayın yönetmeni Derya Sazak’a teslim ediyor.

Önceliği gazetecilik olan yani “en üstün kamu yararının halkın haber alma hakkı olduğuna” inanan her yönetici gibi Sazak da İmralı tutanaklarını sekiz sütuna manşet yapıyor.

Hayatın, siyasetin ve her mesleğin halini kendince iyi bilen Tayyip Erdoğan da telefona sarılıp gazetenin patronu Erdoğan Demirören’e “Batsın sizin gazeteciliğiniz!”........

© Cumhuriyet