Çin’in tuzunu, kestanesini, sarımsağını nasıl bilirsiniz?
Günümüz gençleri bilmez, 1970’li yıllarda geçen çocukluğumda “Çin kesi”, kısaca “Çinkes” olarak tanımlanan bir spor ayakkabı modeli vardı. Adidas, Puma, Converse gibi markalara çok zor ulaşıldığı bir dönemdi ve Çinkes giymek, yerli alternatifleri olan Mekap ve Esemsport’a göre çok daha havalıydı. Burnu lastik kaplama olan, yıkanabilen, elastik ve gayet dayanaklı bir ayakkabıydı. Saydığım diğer yabancı markalara kıyasla ucuzdu ama yine de mağazalarda bile el altından satılırdı. Kung-fu filmleriyle birlikte zihnimizdeki Çin imgesini süsleyen unsurlardan biriydi, uzak diyarlardan gelen bu nesneye hep iyi gözle bakardık. O zamanların şanslı çocukları için spor ayakkabısı genellemesinin karşılığı, Çin’den gelen Çinkes’ti.
Aradan yıllar geçti, Çin’e dair algılarımız gelişti ve genişledi, hayatımızdaki Çin markaları otomobilden cep telefonlarına kadar çoğaldı. Öte yandan Çin’le ilgili olumsuz genellemelerin sayısı da arttı, olur olmaz her şeye Çin damgası vurulmaya başlandı.
Geçenlerde televizyondaki bir yemek programında ünlü ve iyi bir şefin konuşmasını dinledim. Yıllardır değişik yerlerde okuduğum-duyduğum üzere o da konuşmasının birkaç yerinde “Çin tuzu”nun kötülüklerinden bahsetti, “Kesinlikle uzak durun!” dedi, sağlığa zararları konusunda önemli bilgiler verdi. İnternette de küçük bir gezintiyle Çin tuzunun kansere yol açtığı, kalp krizini tetiklediği, obezitenin en büyük dostu olduğu, tansiyonu yükselttiği, bağımlılık........
© CGTN Türk
