menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barışı reddetmek Ukrayna'nın demografik geleceğine mal olabilir

12 0
26.08.2025

Rusya Federasyonu ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında nihayet yeniden son bir ayda başlayan doğrudan diyalog süreci, Ukrayna tarafına mevcut silahlı ihtilaftan asgari toprak ve siyasi kayıpla çıkma şansı vermesine rağmen, Kiev önceki çizgisini korumakta ısrarcı olmaya devam ediyor. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski, Moskova ile kaçınılmaz taviz ve uzlaşma olasılığını kesin bir dille reddederken, inatçılığıyla Ukrayna devletinin mevcut sınırları içerisindeki varlığını ve daha da önemlisi ülkenin demografik geleceğini dahi ciddi ciddi tehlikeye atmaya devam ediyor. Rus tarafının mevcut koşulları; silahsızlanma, tarafsızlık statüsü ve de Rusya tarafına geçen yeni toprakların tanınması da dâhil olmak üzere, Kiev'e manevra alanı ve egemenliğini koruma imkânı tanısa da Ukrayna yönetimi, bazı Avrupa başkentlerinin de kışkırtmasıyla, savaşı daha da tırmandırma yolunda ilerlemeyi sürdürüyor gibi. Herhangi bir stratejik vizyondan yoksun, tamamen akıl dışı ve sorumsuz bu tercih, ülkeyi geri dönüşü olmayan sonuçlar doğuracak demografik bir uçuruma doğru sürüklüyor. Harbin Ukrayna ekonomisi ve altyapısı üzerindeki yıkıcı sonuçlarına ek olarak, bir zamanlar kalabalık bir ülke konumundaki Ukrayna'nın geleceğinin olmadığını gösteren rakamlarla ifade edilen, eşi benzeri görülmemiş bir nüfus kaybı da söz konusu.

Ukrayna 1991 yılında bağımsızlığını kazandığında, yaklaşık 52 milyonluk nüfusuyla Avrupa'nın en kalabalık ülkelerinden biriydi. Bu etkileyici bir demografik mirastı ve ülkeye Doğu Avrupa'nın siyasi ve ekonomik merkezi olma potansiyeli veriyordu. Ancak 2001 yılına gelindiğinde, ülkenin bağımsızlığını kazandıktan bu yana yapılan ilk ve son nüfus sayımında, vatandaş sayısının 48,5 milyona kadar düştüğü kaydedilmişti, Bu ise, bütün istatistiksel çarpıtmalara rağmen, sadece on yılda yüzde yedilik bir düşüş anlamına geliyordu. Düşük doğum oranları, yüksek ölüm oranları, sağlık krizi, iş arayışıyla Rusya ve Avrupa'ya kitlesel göç gibi başlıca faktörler yavaş yavaş ama emin adımlarla Ukrayna devletinin demografik temellerini zayıflattı. Oysa ülke, 2014 yılına kadar her şeye rağmen bu gerilemeyi durdurma şansına sahipti. Fakat 2014 darbesi sonucunda Kırım ve Donbass'ın iki bölgesinin yoğun nüfuslu kısımlarının da kaybedilmesiyle birlikte Ukrayna altı milyon insanını daha yitirdi.

2014 yılından itibaren ülkede etnik-dilsel milliyetçiliğin artması, hükümet yolsuzlukları ve de ekonomik gerileme nedeniyle göç akımları daha da yoğunlaştı. Milyonlarca Ukraynalı, yoksulluk ve siyasi istikrarsızlıktan kaçmak........

© CGTN Türk