menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cerahatin içinde yüzüyoruz...

14 0
21.08.2025

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım! Zaten bombaların her gün kadınları ve çocukları yok ettiği zalim dünyada, Diyanet’in insafsız hutbeleri, iktidarın rakip belediye başkanlarına cezaevlerini reva görmesi veya onları “transfer etmesi”, ağır hastaları “çok sağlıklısın” diyerek içerde tutması, sahte diplomaların, sahte barış söylemlerinin, hukuksuzluğun, rüşvetin, orman yangınlarıyla mutfak yangınlarının yarıştığı ortamda, biz fanilerin yapabildiği tek şey, bu atık dolu okyanusun içinde batmadan yüzmeye çalışmak!

Geçen hafta, kadın haklarının korunması açısından Diyanet’in haddini fazlasıyla aşan şekilde buyurduğu fetvalara karşı bu makamın başkanına bir açık mektup yazmıştım. Hem genel gidişat yörüngesinin bozukluğu hem anayasayı, vatandaşlık ve kadın haklarını hiçe sayarak kadınları hedef gösteren ve hatta “onların kıyafetine karışmayanların vebal altına gireceğini” söyleyerek toplumu kışkırtan açıklamalara dikkat çekmiş ve inandığım ikazlar yapmıştım. Aradan yalnız bir gün geçti, bu sefer, kadınların eşit miras hakkına yönelik bir hutbe çıkardı ve kadınların “Allah’ın takdir ettiği hakka razı olması” talep edildi! Bu sefer bütün medya ve birçok sivil toplum örgütü haklı olarak eşzamanlı tepki verdi. Diyanet’in hangi rahatlıkla Anayasa’nın temel maddelerini hiçe sayabildiğini ve nasıl hiçbir savcının buna dur demediğini anlamam mümkün değil. Bu ülkenin kadınları zaten sokakta her türlü sapkının ağır taciz ve tehditleri ile yaşarken, Türkiye’de yılda sözde şüpheli ölümlerle beraber 700’ü aşkın kadın en yakınları tarafından öldürülürken, herhalde bir de devletin kurduğu kurumlarca tehdit edilmeyecekler, değil mi?

Maalesef her taraftan kuşatılmış vaziyetteyiz. Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş 3,5 yıldır sürüyor. İsrail’in Gazze’de giriştiği açık katliam ve soykırım ise 1 yılı aştı. İsrail’in dünyaya yaşattığı utanç BM’nin önümüzdeki 50 yıl utançtan gözlerini yerden kaldıramadan yaşaması için bir gerekçe. Gerçi aynı BM, Amerika’nın Irak’ta 22 yıl önce yaptığı katliama ne........

© Bizim TV