menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dönüşen Diyarbakır: Siyasal Alan

8 0
06.11.2025

Önceki yazıda Kürt itirazının dönüşümünü Diyarbakır örneği üzerinden tartışmış ve meselenin mekân ve sınıf boyutunu ele almıştım. Bu yazıda tartışmayı sürdürmek ve siyasal alandaki dönüşümleri birbiriyle ilişkili yedi başlık etrafında irdelemek istiyorum.

Orta sınıflaşma

İlk olarak, Kürt itirazı orta-sınıflaştı. 2000’li yıllara kadar Kürt itirazı esas olarak bir alt-sınıf hareketiydi. Bugün ise alt ve orta sınıfların koalisyonuna dönüşmüş durumda ve hem siyaset hem de kültür alanı orta sınıfların hakimiyeti altında. Bu orta sınıf siyaseti hem sol-seküler Kürt siyasetin ana temsil alanı olan DEM Parti içerisinde hem de sağ-muhafazakâr Kürt siyasetin ana temsil alanı olan AK Parti içerisinde son 20-25 yılda geçmişle kıyaslanmayacak düzeyde genişledi ve etkisini arttırdı. Siyasi partilerin yanı sıra hem yerel yönetimlerde hem sivil toplum kuruluşlarında hem de meslek örgütlerinde orta sınıfın güçlü bir etkisi var.

Bu etkiyi politik hedeflerin belirlenmesinden siyasal söyleme, siyasal mobilizasyon süreçlerine ve araçlarına kadar birçok alanda izlemek mümkün. Kürt itirazı içerisinde genel olarak sınıf siyasetinin zayıflaması, meselenin kimlik ve şiddet boyutlarıyla sınırlandırılması; siyasal katılım, güç paylaşımı, kaynak bölüşümü gibi boyutların siyasal gündemin gerilerine düşmesi esas olarak bu orta sınıflaşma sürecinin sonuçları olarak okunabilir.

Kürt İtirazının Genişlemesi ve Büyümesi

İkinci olarak, orta sınıfların genişlemesiyle birlikte Kürt itirazı 2000’ler sonrası, geçmişle kıyaslanmayacak düzeyde büyüdü. Bu büyüme hem sol-seküler karakterdeki ana-akım Kürt partisi geleneğini hem de sağ-muhafazakâr Kürt itirazının ana adresi AK Parti’yi büyüttü.

Hem DEM Parti geleneğinin hem de AK Parti’nin Kürt alanındaki sırasıyla 1999 ve 2002 sonrasındaki seçim performanslarını daha önce Birikim sayfalarında ele aldım. Aşağıdaki grafikte detayları görüldüğü üzere, Diyarbakır örneği üzerinden baktığımızda 2002 yılındaki seçimlerde oy kullanma hakkı olan her 100 seçmenden 49,8’i ya ana-akım Kürt partisine ya da AK Parti’ye oy verdi. Bu rakam 2009 seçimlerinde 71,2; 2014 seçimlerinde 68,6; 2019 seçimlerinde ise 67,8 olarak gerçekleşti. Özetle, 2009-2019 dönemi Kürt itirazının en canlı olduğu yıllardı.

Not: Oy oranları geçerli oy sayısı üzerinden değil, seçime katılımdan bağımsız olarak toplam seçmen sayısı üzerinden hesaplanmıştır.

Mekânsal Dönüşümler: Kentleşme, Metropolleşme, Bölgeselleşme, Mekansızlaşma/Çevrimiçileşme,

Üçüncü olarak, Kürt itirazının mekânı değişti. Bu mekânsal değişimin birbiriyle ilişkili dört yüzü var: kentleşme, metropolleşme ve çevrimiçileşme/dijitalleşme. 1990’lı yıllara kadar esas olarak kıra dayalı olan Kürt itirazı küresel ölçekte yaşanan kırdan kente göç dinamiklerinin yanı sıra milyonlarca insanı etkileyen zorunlu göç süreçleriyle birlikte bir yandan kentleşti bir yandan metropolleşti. Milyonlarca insan kırsal alanlardan bir yandan bölge kentlerine, diğer yandan batı metropollerine göç etmek zorunda kaldı. Diyarbakır kırdan göç eden zorunlu göç mağdurlarının ana mekânlarından biri oldu. 1990’lı yıllara kadar orta ölçekli bir kent olan Diyarbakır, bir metropole dönüştü.

Kürt itirazının metropolleşmesinin mekânsal yüzünü bir yandan Diyarbakır, Mardin, Van, Şanlıurfa gibi bölgedeki metropolleşen şehirler oluştururken, öte yandan esas yüzünü batı metropolleri temsil ediyor. Son dönem yapılan seçimlerde bugün DEM Parti tarafından temsil edilen ana-akım Kürt partisinin, İstanbul, İzmir, Antalya, Anada, Mersin, Bursa başta olmak üzere 12 büyük metropol ilinde aldığı oylar 20 Kürt ilinden aldığı oyları aştı. Benzer bir tablo AK Parti ve CHP açısından da geçerli. Batı metropollerindeki Kürtler AK Parti ve CHP açısından önemli bir seçmen grubu oluşturmaya başladı.

Kentleşme ve metropolleşmenin yanı sıra........

© Birikim