menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“İnanmak” istemeyin artık

48 16
previous day

O çizgi çoktan geçildi, hanımlar beyler.

O umut, fikren bile mevcut değil artık.

Adaletin, hukukun ve aklıselimin er ya da geç hakim olacağı, bir şekilde tecelli edebileceği, ülkenin şurasında burasında bir ya da birkaç hâkim ya da savcının, okudukları kitaplara, aldıkları diplomalara ya da üzerlerindeki “düğmesiz cüppelerin kudsiyetine” sâdık hareket edebileceklerine dâir umuttan söz ediyorum.

Hani şu, “Bu ülkede hukukun ve adaletin biraz da olsa var olduğuna inanmak istiyorum…” cümlesini sarfedenleri kastediyorum.

“İnanmak” istemeyin kardeşim.

Bu inanç, artık sizin masum ve safiyane bir duygunuz olmaktan çıkmış ve muktediri tahtında daha fazla tutan bir “güç kaynağı” haline gelmiş bulunmaktadır. Halkın içinde “mağdur ama umudunu hâlâ yitirmemiş, zerre kadar da olsa, hukuka, mahkemelere, adalete, yasalara, anayasaya, devletin ferasetine inancını koruyan” az sayıda kalmış da olsa insanın varlığı, artık muktedire yaramaktadır.

Bu “sanal umut”, birşeylerin değişmesi için bir katkı değil tam tersine bir engel haline dönüşmüş bulunmaktadır.

Bu ülkede artık hukuksuz yere, sırf bir siyasi hırs ve intikam için hapse tıkılmış bulunan insanlar, bırakınız yasal çerçevede yani kitaba göre muamele edilmeyi veya yargılanmayı, tam tersine kasten ve alenen öldürülmek istenmektedir. Evet, taammüden cinayet teşebbüsünden söz ediyoruz.

İşte Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın durumu.

İşte diğer kronik ve ölümcül hastalıkları ve sakatlıkları olan belki de sayıları binlere ulaşan başka insanların durumu.

Devlet, bizzat kendisine emanet edilmiş (yani zorla emanete almış olduğu) tutuklu ve hükümlülere herkesin gözü önünde eziyet eder haldedir. Bugün, sadece gözlerimizin önündeki CHP’li (ünlü) belediye başkanları ve o belediyelerin suçsuz (evet, mahkumiyeti kesinleşene........

© Birgün