Tarım dünyasında yapay zekâ
Tarımın uçsuz bucaksız tarlalarında traktör tozu yerine algoritma tozu havalanmaya başladı. Çapalama, ekim, gübreleme gibi “klasik” tarım faaliyetleri, artık yapay zekânın (YZ) verdiği sinyallerle şekilleniyor.
Bir zamanlar tarlada başlayan gün, bugün drone’ların termal kameraları ve makine öğrenmesi modellerinin uyarılarıyla başlıyor. Peki, ülkemizdeki tarım sektörümüzün acılar içinde kıvrandığı bugünlerde bu dijital devrim dünyada çiftçinin cebine nasıl yansıyor, toprağa ne katıyor, riskleri neler?
•YZ ile hassas tarım: Verinin altın çağı Hassas tarım (precision agriculture), sensörler ve uydu görüntüleriyle toprak ve bitki sağlığını gerçek zamanlı izler. IoT (Nesnelerin İnterneti) cihazları topraktaki nem, pH ve sıcaklık verilerini toplar; bu veriler, makine öğrenmesi modelleriyle işlenerek sulama ve gübreleme zamanını/oranlarını optimize eder (Liakos ve ark., 2018). Böylece çiftçi, “ne verirsem o çıkar” kuralını “vermediği zamanda verme”ye çevirir. Su kullanımında –30 arası tasarruf mümkün [1].
• Verim tahminiyle keskin öngörüler Ürün verimini önceden tahmin etmek, stok ve fiyat planlamasında altın değerinde. Derin öğrenme yöntemleri (CNN, RNN) ile hava durumu, toprak niteliği ve geçmiş rekolte verileri bir araya getirilerek ’a varan doğrulukla tahminler yapılabiliyor (Kamilaris & Prenafeta-Boldú, 2018) [2]. Bu, çiftçinin sürprizlerle değil, bilimsel verilerle dans etmesini sağlıyor.
• Zararlı mücadelesinde görüntü işleme Bitki hastalıkları ve zararlılar, erken aşamada tespit edilmezse rekolteyi yüzde 15–30 arası........
© Birgün
