menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Çözüm Süreci”nin handikapları: “Türkiye Türklerindir”!

42 9
30.07.2025

Cumhurbaşkanı’nın, günler öncesinden duyurulan ‘tarihi konuşması’ndaki ‘Türk, Kürt, Arap’ birliğine dair sözlerini dinlediğimde, aklıma doğrudan ‘Türkiye Türklerindir’ ifadesi/vurgusu geldi. Bu söz, 2020’ye kadar, yaklaşık yetmiş yıl boyunca Hürriyet gazetesi logosunun hemen altında yer alan bir ifadeydi. İlk sayısı 1 Mayıs 1948’de çıkan gazete, çok geçmeden dönemin politik iklimine uygun biçimde, okuyucularına bu mülkiyet ilişkisini özenle hatırlatmıştı. Gerçi 1940’ların politik iklimi sadece Türk olmayanlar için değil, Türk olan ama iktidara ses çıkaranların da hedef haline geldiği yıllardı. Fakat ‘Türk’ olmayanların ses çıkarma ihtimalleri bile neredeyse imkânsızdı.

“Türkiye Türklerindir” ifadesi/vurgusu yeni değildi, dolayısıyla sadece 1940’lı yılların politik iklimi ile açıklanamazdı. 18 Eylül 1930’da Mahmut Esat Bozkurt, bu mülkiyet ilişkisinin dışında bırakılanların akıbetlerini de tayin etmişti: “Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır. O da hizmetçi olmak, köle olmaktır’. Aynen böyle söylemişti ve söyleyen kişi ülkenin ‘Adalet Bakanı’ıydı.

∗∗∗

Elbette bu milliyetçi tahayyül 1930’larla da sınırlı değildi. Önceki yılların metinlerde de aynı zihniyetin izleri vardı. Mesela TBMM Başkanlığı dâhil, bakanlıklar yapmış Abdülhalik Renda, 1925 yılında hükümete sunduğu kapsamlı bir raporda........

© Birgün