Realizm ve sürrealizm
Basın ve muhalefet; gözaltılar, tutuklamalar, soruşturmalar, davalarla savunma konumunda tutulurken halkın canını ve cebini yakan konular konuşulmuyor. Siyasi iktidar ne yaparsa yapsın iktidar üretemeyeceğini biliyor. Ne yaparsa yapsın kendi yolsuzluğunu, halkın yoksulluğunu görünmez kılamayacağını da biliyor. Ekonomideki fecaat durumunu perdeleyemeyeceği için de baskıyı gittikçe artırıyor. En tahammül edemedikleri de bizim gerçekleri konuşmamız. Başat sorunumuz açlık boyutundaki yoksulluk…
“Olumsuz eleştiride bulunmayın, olumsuz haberleri vermeyin” diyen RTÜK Başkanı’nın canını sıkma pahasına siyasi iktidarın yok saydığı ve yok saydırmak için hususi çaba sarf ettiği yoksulluğu konuşmamız gerekiyor. Örneğin; gıda, eğitim masrafları, enerji, kira enflasyonu hepimizin boğazını sıkarken partili Cumhurbaşkanı’na bu konuları çevresindeki gazetecilerden soran yok. Nüfusun yarısının sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri ile neden yaşamak zorunda kaldıklarını da…
Yoksulluğu sadece eşit ve özgür bir yaşam isteyen insanların meselesi olarak mı görüyorlar acaba? Kartalkaya katliamının sorumluları açıklanmadı, bu konuya da değinen, tek bir soru soran gazeteci de yok. AKP’nin "yeni bir gelecek tasarımı" olarak nitelendirdiği "Türkiye Yüzyılı" gazetecilerinin işi kolay. Zira muktedirin istediği soruları sormak zor olmasa gerek.........
© Birgün
