menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hayâsızlık değil, tahakküm

25 8
13.09.2025

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Küçükçiftlik Park’taki Manifest konserinde grup üyelerinin dans etmesini “hayâsızca hareket” ve “teşhircilik” suçlarıyla eşleştirdi. 7 Eylül’de grup hakkında re’sen soruşturma başlatıldı. Evet, yanlış okumadınız… 21’inci yüzyılda, şarkı söyleyen ve dans eden kadınlar Türkiye Cumhuriyeti’nde suç unsuru sayıldı.

Çok açık ki, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın Manifest grubuna ettiği hakaretler ve aynı gün açılan soruşturma yalnızca bir sanat topluluğunu hedef almadı; kadınların bedeni, emeği ve varoluşu üzerinde kurulmak istenen tahakkümün açık bir göstergesini oluşturdu. Aynı zamanda mesele, sanat özgürlüğünden öteye geçerek laikliğe yönelen bir tehdidi de barındırıyor. Sanatın suç, kadının sahnedeki varlığının günah sayıldığı bir iklim, laiklik ilkesini ve demokratik toplumsal yaşamı doğrudan hedef alır. Laikliğe açılan bu gedik, yalnızca sanatı değil, toplumun tüm özgürlük alanlarını daraltır.

Bu soruşturma, haftalardır Diyanet hutbelerinden yağdırılan kadın düşmanı sözlerin yargıya tercüme edilmiş halidir. Yenidoğan bebeklerin para için öldürülmesini umursamayanlar, her geçen gün daha fazla çocuğun işçileştirilmesine kafa yormayanlar, sadece geçtiğimiz ağustos ayında 14 yaşının altındaki çocuğun çalışırken ölmesini........

© Birgün