Suriye’nin geleceği Paris’te belirlenecek
Söz ile pratiğin, diplomasi ile saha gerçekliğinin farklı istikamette ilerlediği Suriye’nin geleceğine kimin, nasıl şekil vereceğine ilişkin gerilim patlamak üzere. HTŞ’nin 8 Aralık’ta ülkenin kontrolünü ele geçirmesinin ardından oluşan yeni dönemde iki büyük gerilim noktası var. Kuzeydoğu’daki Kürtlerin ve güneydeki Dürzilerin yeniden şekillendirilmeye çalışılan Suriye’ye nasıl “entegre” edileceği anlaşmazlık nedeni.
İsrail şemsiyesi altında güneydeki Süveyda’da özerklik ilan eden Dürziler ile Şam arasındaki sürtüşme sık sık çatışmalara dönüşüyor. İsrail’in devreye girmesiyle Şam geri adım atarken sorun bir sonraki patlama noktasına kadar dondurulmuş oluyor.
Ancak yeni Suriye’de en büyük problem Kürtlerin sisteme nasıl entegre edileceğine ilişki. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile HTŞ yönetimi arasındaki “entegrasyon” krizi aşılabilmiş değil. Mazlum Abdi ile Colani arasında 10 Mart’ta imzalanan 8 maddelik anlaşma da krizi çözmüş değil. Taraflar birbirlerini anlaşmaya uymamakla itham ediyor. Kriz Kürtler, Dürziler ve Colani yönetimi arasında olsa da her bir tarafın yaslandığı “büyük aktörler” sahanın asıl belirleyenleri. ABD, Fransa, İsrail ve Türkiye hâlihazırda Suriye’de aktif halde ve kendi vekilleri üzerinden sahayı belirlerken, ülkenin geleceğinde pastanın büyük payını almanın derdinde.
Suriye’deki Kürtlerin minimum bir kazanım elde etmesi için tüm gücüyle yüklenen Türkiye, SDG’yi 10 Mart Anlaşması’na uymamakla suçluyor. Çarşamba günü Ankara’da HTŞ’nin Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile bir araya gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, SDG’yi oyunbozanlıkla suçladı, “Biz enayi değiliz, kurnazlıkları görmüyor da değiliz. Taleplerimizin tatmin edilmediği ortamda rahat durma şansımız yok” dedi.
Aynı gün Ankara-Şam arasında imzalanan 'Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası' ile TSK, Suriye’ye danışmanlık ve eğitim hizmeti verecek. Suriye, geçen ay İsrail'in Dürzi ve Bedevi kabileleri arasında çıkan çatışmalar sırasında Şam ve Süveyde'yi hedef alan saldırılarının ardından Türkiye'den resmen askeri yardım talebinde bulunmuştu.
Middle East Eye'nin haberine göre Ankara ve Şam, Türk askerlerinin en azından üç büyük Suriye üssüne konuşlandırılmasını içerebilecek daha geniş kapsamlı bir savunma paktı üzerinde görüşmeler yürütüyor. Ancak yeni imzalanan ortak eğitim danışmanlık sözleşmesi henüz böyle bir konuşlandırmanın çerçevesini sunmuyor.
Güvenlik kaynakları Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, Türkiye'nin SDG'ye doğrudan müdahale etmeyeceğini ancak TSK’nin Suriye ordusunun düzenleyeceği sınırlı bir operasyona dolaylı destek sağlayabileceğini söyledi. SDG'nin 10 Mart'ta varılan ve SDG komutanı Mazlum Abdi'nin yeni hükümete katılma sözü verdiği mutabakata uymaması halinde böyle bir operasyon için hazırlıkların tamamlandığını belirtti.
Bir gün sonra da Milli Savunma Bakanlığı, SDG’yi HTŞ ile imzalanan mutabakata uymamakla ve orduya entegrasyon sürecini akamete uğratmakla suçladı.........
© Birgün
