menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İspanya sporda neden bu kadar başarılı?

33 7
13.09.2025

İspanya’nın futboldan tenise, basketboldan olimpik branşlara uzanan sürdürülebilir başarı hikâyesi tek bir “altın nesil”e indirgenemeyecek kadar sistematik. 1992 Barcelona Olimpiyatı’ndan bu yana inşa edilen finansman modeli, yüksek performans altyapısı, antrenör eğitimi, kulüp-okul-belediye üçgenindeki yaygın taban ve kamu politikalarının uyumu, bugün “İspanya modeli” dediğimiz resmin ana katmanlarını oluşturuyor.

Dönüm noktası 1987’de kurulan ve 1988’de aktifleşen ADO (Asociación/Programa de Deportes Olímpicos). Amaç netti: Barcelona ’92 öncesi elit sporculara burs, kamp ve bilimsel destek sağlayacak kalıcı bir fon yaratmak. ADO’nun kurumsal yapısı ve sponsorluk ağı, özellikle devlet piyangosu Loterías y Apuestas del Estado’nun 1993’ten beri ana ortak olarak verdiği destekle süreklilik kazandı; program bugüne dek 12 binin üzerinde burs dağıttı.

Bu finansal enjeksiyonun sportif çıktısı çarpıcıydı: İspanya Barcelona ’92’de 22 madalya (13 altın) ile tarihinin zirvesini gördü; bu ivme sonraki oyunlarda kalıcı bir seviyeye dönüştü. COE verilerine dayanan derlemeler, toplam madalya hanesinin 1992 sonrası yıllarda hızla büyüdüğünü gösteriyor.

Paranın nereye harcandığı da en az miktarı kadar belirleyici oldu. CSD’nin (Consejo Superior de Deportes) omurgasını oluşturduğu yüksek performans merkezleri (CAR) Sant Cugat (Barselona), Sierra Nevada (yüksek irtifa) ve Madrid hattında spor tıbbı, fizyoloji, biomekanik ve veri analitiği iç içe çalışıyor; elit sporcuya........

© Birgün