menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Baskı, talepler ve mücadeleler

13 20
04.06.2025

İşçi hakları insan haklarıdır!

İşçiler, haklarını talep ettikleri ve mücadele yürüttükleri için dünyanın her yerinde baskı görüyor.

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) tarafından hazırlanan Küresel Haklar Endeksi, 2 Haziran’da yayımlandı. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve içtihatları baz alınarak belirlenen 97 gösterge temelinde hazırlanan Endeks, 12 yıldır yayımlanıyor.

Sahadan toplanan veriler temelinde hazırlanan Endeks, işçi haklarına yönelik ihlaller bakımından kendi alanındaki en kapsamlı çalışma olma niteliğine sahip. ITUC’un, beş kıtadan üye konfederasyonlar aracılığıyla sahadan derlediği verilerin incelenmesi sonucu hazırlanan Endeks’in arkasında muazzam bir emek bulunuyor.

Endeks’in haziran ayında yayımlanması da Uluslararası Çalışma Örgütü Konferansı ile bağlantılı. Bu yıl 113. oturumu düzenlenen Uluslararası Çalışma Örgütü Konferansı (ILC), 2-13 Haziran günlerinde Cenevre’de toplanıyor.

Endeks, ülkeleri ihlal düzeyine göre 1 (en iyi) ila 5 (en kötü) arasında puanlayarak kategorilere ayırıyor. Ayrıca, ihlalin en yoğun olduğu ülkeler için 5 kategorisi de bulunuyor.

Bu yılki çalışmada 151 ülke içerisinden yalnızca 7’si, sendikal hakları ve işçi haklarını koruyan kategoride yer alıyor. Sendikal hareket ve işçi sınıfı bakımından kaygı verici olan ise 10 yıl önce en iyi kategoride yer alan ülke sayısının 18 olması. ITUC, bu trendin devam etmesi halinde önümüzdeki 10 yıl içerisinde hiçbir ülkenin 1 puan alabilecek durumda olmayacağı uyarısında bulunuyor. İşçi hakları bakımından küresel düzeyde yaşanan bu gerileme ile aşırı sağ ve baskıcı partilerin daha fazla ülkede iktidara gelmesi arasında doğrudan bir bağlantı var.

Bu kategoride öne çıkan ülkeler şaşırtıcı değil. 2023’te seçilen ve Trump hayranlığı ile bilinen aşırı sağcı Javier Milei, Arjantin’de diğer hak kategorilerinde olduğu gibi sendikal haklara da yoğun biçimde saldırıyor. Milei, iktidarda bulunduğu iki yıldan kısa sürede sosyal güvenlik sistemine yönelik politikalarıyla işçilerin temel haklarına göz dikti. Benzer şekilde, grev hakkını kriminalize ediyor; işçinin daha fazla sömürülmesine yol açan (kıdem tazminatı, esnek çalışma vb.) uygulamalar konusunda işverenin önünü açıyor.

Milei’nin tüm bu politikaları ve uygulamaları nedeniyle Arjantin, en yoğun gerilemenin yaşandığı yedi ülkeden biri oluyor.

Bu kategorideki diğer ülkeler Kosta Rika, Gürcistan, İtalya, Moritanya, Nijer ve Panama. Bu listedeki yedi ülkede durumun birbirinden kötü olduğu görülüyor. Özellikle askeri cuntaların siyasi muhalifleri hedef alan uygulamaları, sendikacıları da doğrudan etkiliyor. İşçilerin ve sendikaların cuntanın hedefinde olması, işçi sınıfı mücadelesinin özünde muhalif olması ve baskılar karşısında direnmesiyle ilgili.

Dünyada sendikal hakların en yoğun biçimde gerilediği ülkelerden birisi de İtalya. Faşist Mussolini’nin ardılı olan Giorgia Meloni, grev hakkına ve sendikal faaliyetlere müdahale etmekten çekinmiyor. İtalya’daki CGIL, UIL gibi konfederasyonlar, taleplerini işçilere ve kamuoyuna duyurarak Meloni’nin politikaları karşısında işçi sınıfı mücadelesi yürütmeye devam ediyor. Kapitalist sistemin politikalarını izleyen aşırı sağ iktidarlar ve baskıcı rejimler bize şunu gösteriyor: Kapitalist sistemin işçilere sunacağı tek şey sömürüdür.

Endeks, haklarını talep eden işçilere en fazla saldırının olduğu bölgenin Ortadoğu ve Kuzey Afrika olduğunu gösteriyor. Bölge ortalaması 4,68 puan; bu........

© Bianet