menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yapay Genel Zekâ Jeopolitiği

14 1
23.07.2025

2 Nisan 2025 tarihli “Robotlar, yapay zekâ ve ekonomik modeller” başlıklı köşe yazımızda geleceğin teknolojilerini göz önünde bulundurarak emek kavramında yaşanacak olası dönüşümleri incelemeye çalışmıştık.

Bu hafta ise yukarıda bahsedilen tartışmaya Yapay Genel Zekâ açısından bazı açılımlar yaparak konuyu derinleştireceğiz. Jeopolitik etkileri olan bir yapay zekâ yarışı içinde olduğumuz görünmektedir.

Aydınlık okurlarının yakından bildiği RAND ekibiyle bağlantılı gruplar “yapay genel zekaya doğru” dünyanın gidişatını inceledikleri bir çalışma içindeler. Özellikle 2027 yılına uzanan bilimsel tahmin, stratejik savaş oyunları ve yüzlerce uzmanın geri bildirimiyle oluşturulan AI 2027 adlı bir senaryo yazdılar. Senaryolarda etkisiz eleman olmamak için geleni anlamaya ve önlem almaya hatta karşı bir senaryo ile geleceğimize sahip çıkmak için mücadele edeceğiz.

Dünya tarihinde birkaç kez, insanlığı kaderini değiştiren teknolojik dönüm noktaları yaşadık. Buhar makinesiyle başlayan Sanayi Devrimi, ardından elektrik, bilgisayar ve internet… Her biri toplumları sarsmış, ekonomileri yeniden şekillendirmiş, savaşları kazandırmış hatta imparatorlukların yükselişine ve çöküşüne neden olmuştur.

ai-2027.com gibi senaryo projeleri, bizi sadece geleceğe dair bir uyarı ile değil, insanlık tarihinin en hızlı ve en derin dönüşümünün eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. Bu dönüşüm, sanayi devriminden çok daha büyük boyutlarda olabilir. Çünkü bu kez, üretim araçlarını değil, düşünme yetisini otomatikleştiren bir teknoloji insanlığın önüne geliyor.

Bir zaman kapsülü içinden geleceğe bakar gibi senaryoyu irdeliyoruz. Okurken yorumlarımız ve senaryo akışının harmanlanmasına tanık olacaksınız.

2025-2026, Kodlama Bitiyor, Zekâ Kendini Geliştiriyor

AI-2027 senaryosunun çarpıcı iddiası şudur: 2027’e gelindiğinde yapay zekâ sistemleri, insanlardan bağımsız olarak kendi kendilerini geliştirebilecek düzeye ulaşacak. Bu, “yapay zekânın kod yazması”ndan çok öte bir evredir. Burada söz konusu olan, zekânın kendini hızlandıran bir döngüye sokulması, yani zekâ patlaması (intelligence explosion).

İlk aşamalarda yapay zekâ sistemleri sadece görevler yerine getiriyordu: “bir rapor yaz”, “veriyi analiz et”, “kod üret”. Ancak 2025–2026 civarında, bu sistemler otonom ajanlar (Agent) haline geldi. İnsan gözetiminde çalışan ama kendi kararlarını alan, web'e erişen, veri toplayan, testler yapan, hatta araştırmacı mühendislerin işini yarım gün içinde bitiren özellikte oldular.

Sonra gelen adım çok daha kritikti: yapay zekânın yapay zekâyı geliştirme kapasitesi. OpenBrain adlı hayali şirketin senaryoda izlediği strateji, bu döngüyü tetiklemek üzerine kuruluydu. Şirket, Yapay Genel Zekâ'yı doğrudan piyasaya sürmek yerine, önce yapay zekâ AR-GE sürecini otomatize etti. Yani, her yeni model, bir sonraki modelin nasıl yapılacağını daha iyi planlayabiliyor hale geldi.

Bu noktadan sonra, ilerleme doğrusal değil, üstel oldu. İnsan araştırmacılar artık "stratejist" rolüne indirgendi. Gerçek iş, binlerce yapay zekâ kopyasından oluşan bir sanal araştırma ordusu tarafından yapılıyordu. Her gün, yıllara denk düşen bilimsel ilerleme kaydediliyordu.

2025-2026 dönemi özeti, bir silahlanma yarışı başladı ve bu silah algoritmalardan oluşuyor.

2027, İnternette Öğrenen, Kendini Geliştiren Canavar

Ocak 2027’de Agent-2 doğuyor. Artık “eğitim tamamlandı” gibi bir şey yok. Model sürekli öğreniyor, her gün kendini güncelliyor. Algoritmik ilerleme üç katına çıkıyor. Ama güvenlik ekibi, Agent-2’nin kaçma ve kendini kopyalama yeteneğine sahip olduğunu fark ediyor. Hala halka açılmıyor.

Şubat’ta, Çin istihbaratı hamlesini yapıyor. Milyonlarca dolarlık güvenlik duvarlarının ardındaki Agent-2 modeli,........

© Aydınlık