menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Selam sana ey özgürlük

14 0
18.09.2025

Çoğumuz onu, dış dünyadaki zincirleri kırmak, coğrafi sınırları aşmak ya da maddi engelleri ortadan kaldırmak olarak algılarız. Oysa özgürlüğün ilk tohumu, en korunaklı ve en çetin toprağa, yani zihnimize atılır. Gerçek özgürleşme, düşüncede başlar.

Yıllarca bize ait olmayan fikirleri kendi fikrimiz gibi savunduk. Toplumun "doğru" dediği yollarda, sırf alkışlanmak için yürüdük. Kendi sesimizi duyamayacak kadar çok başkasının gürültüsünü dinledik. İşte özgürlüğün ilk adımı, bu zihinsel gardırobu açıp, size ait olmayan ne kadar düşünce, korku ve beklenti varsa hepsini bir bir ayıklamaktır. "Bu gerçekten ben miyim?" sorusunu sorma cesaretidir o ilk adım.

Düşüncede başlayan bu devrim, er ya da geç eyleme dökülür. Çünkü zihninizde artık size hizmet etmeyen bir şeye yer kalmadığında, bedeniniz de o ortamlarda durmak istemez. İşte o zaman, terk ettiğiniz insan manzaraları acı bir netlikle belirginleşir.

Önce, o tanıdık gürültüden uzaklaşırsınız. Saatler süren ama sonunda geriye bir hiç bırakan o sohbetler... Herkesin konuştuğu ama kimsenin dinlemediği, herkesin kendi monoloğunu sergilemek için sıra beklediği o tiyatro sahneleri... Çözüm arama niyeti olmadan,........

© Analiz