Avrupa güvenliğinde "SAFE" dönemi: Türkiye'nin katılması neden önemli?
Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Başkanı Dr. Tolga Sakman, AB'nin SAFE Projesi'nin stratejik önemini ve Türkiye'nin bu proje açısından neden kritik bir rol oynadığını AA Analiz için kaleme aldı.
***
Avrupa Birliği'nin (AB) yeniden silahlanma yolunda attığı son adım olan SAFE (Security Action for Europe), yeni savunma ve güvenlik mekanizması olarak gündeme gelen bir yatırım-finansman aracıdır.
Programın en önemli teknik özelliklerinden biri, AB Komisyonu kaynaklarının piyasadan borçlanmayla elde edeceği fonları kullanarak projelere destek verilmesidir. Bu çerçevede SAFE, kalıcı bir araç değil, Avrupa'nın kendini savunma kabiliyetini önemli ölçüde artırma ihtiyacına "istisnai ve geçici bir yanıt" niteliğindedir. Kredilerin 2030 yılı sonuna kadar dağıtılması ve 45 yıl içinde geri ödenmesi planlanıyor.
SAFE, aynı zamanda Avrupa savunma harcamalarını karakterize eden bazı israfçı uygulamalardan kaçınmasını sağlamayı amaçlayan "Hazırlık 2030" stratejisi (ReArm Europe / Readiness 2030) kapsamındaki daha kapsamlı bir önlem paketinin de parçasıdır. Son yıllarda savunma harcamalarındaki artışa rağmen Avrupa savunma pazarı parçalı yapısını koruyor ve ülkeler genellikle nispeten küçük miktarlarda silahı yüksek maliyetle üretmek zorunda kalıyor. Bu durum, Avrupa savunma sistemlerinde verimsiz harcamalara ve birlikte çalışamama sorunlarına yol açıyor.
Bu noktada "Avrupa tercihi" (European preference) mekanizması devreye giriyor. Alınacak silah-teçhizatın en az yüzde 65’inin AB üyesi ülkelerde veya Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA)/ Avrupa Ekonomi Alanı (EEA) bölgesinde üretilmiş olması şartı, geri kalan yüzde 35’lik kısmı üçüncü ülkelerden tedarik edilen bileşenlerden oluşabilmesine imkan veriyor.
Uygulama olarak SAFE teknik düzeyde bir mekanizma olmanın ötesine geçmeye çalışıyor, seçimleri, dış ortaklarla işbirliğini, etik/siyasi kriterleri, teknolojik güvenliği ve AB'nin stratejik yönelimini de belirleyecek nitelikte bir araç olarak görülüyor.
Avrupa'nın güvenlik mimarisi, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı'yla birlikte ciddi sınavlarla karşı karşıya kaldı. Rus tehdidi, tedarik zinciri kırılmaları ve NATO-ABD bağlarının devamlılığı konusundaki belirsizlik, Avrupa ölçeğinde kendi savunma kapasitesini güçlendirme ihtiyacını ön plana çıkardı.
Bir süredir, özellikle Donald Trump'ın başkanlığı etkisiyle Avrupa bir kriz durumunda tek başına hareket edebilme kapasitesini geliştirmek istiyor. SAFE Programı bu yönüyle Avrupa’nın savunmada dışa bağımlılığı azaltarak stratejik özerklik sağlamada önemli ve öncü bir araç olarak planlandı. Bu özerklik için ülkelerin tek başına büyük silah sistemleri projeleri yerine, AB çapında ortak projelerle ölçek ekonomisi sağlanması, tedarik zinciri bütünlüğünün oluşturulması gerekiyor. SAFE ile sağlanacak ortaklıkların........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon