Gazze’de ölüm sıradanlaştığında, insanlık nerede duracak?
Diyelim ki bir sabah uyandınız ve mahalle fırınınız artık yok. Süt aldığınız bakkal, çocuklarınızın oynadığı park, cami ya da okul…
Hepsi bir anda yok edilmiş. Daha dün selam verdiğiniz komşunuz, bugün bir enkazın altında cansız yatıyor. Bütün bunların ortasında, gözyaşları içinde bir çocuk:
"Ben ne yaptım?" diye soruyor.
Peki, bu soruya kim cevap verebilir?
Bugün Gazze’de yaşananlar tam da bu sorunun cevapsız bırakıldığı bir insanlık trajedisi. İsrail’in, özellikle Ramazan ayında Gazze’yi hedef alması, sadece stratejik ya da politik bir hamle değil, aynı zamanda derin bir psikolojik savaşın tezahürü.
Neden mi?
Çünkü Ramazan, Müslümanlar için sadece bir ibadet ayı değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın, paylaşmanın ve direncin zirveye çıktığı bir zaman dilimi.
İşte tam da bu yüzden, İsrail’in saldırıları, sadece fiziksel bir yıkımı değil, bir toplumun ruhunu da parçalamayı amaçlıyor.
İsrail’in Gazze’ye uyguladığı sistematik saldırılar, bir halkı sadece fiziksel olarak yok etme çabasından çok daha fazlasını içeriyor:........
© Akasyam
