Yasalar Yetmez: Vicdanı da İnşa Etmeliyiz
İki gün önce paylaştığım bir alıntı bugün çok daha somut, acı bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.
Konfüçyüs’ün işaret ettiği gibi: “Halk yasalarla yönetilir ve cezalarla yola getirilmeye çalışılırsa, onlar kendilerini cezalardan kurtarmaya çalışacaklar; ama hiç utanç duymayacaklardır. Onlar erdemle yönetilir ve terbiye gerekleriyle yola getirilmek istenirse, utanç duyacaklar ve böylece iyi olmaya çalışacaklardır.” Bu sözler artık yalnızca felsefi bir hatırlatma değil; toplumsal bir alarm zili olmalı.
Günümüzde gördüğümüz çarpıcı olgu şu: İnsanlar davranışlarını sadece yasaların öngördüğü cezalar ışığında biçimlendiriyor. Bir hata yaptığında, suç işlediğinde veya yolsuzluğa karıştığında ilk akla gelen şey “cezadan nasıl kurtulurum?” oluyor. Vicdan, utanç, sorumluluk — yani insanı iyiye yönlendiren içsel mekanizmalar — geri plana itiliyor. Sonuç: Kuralların boşlukları, ilişkilerin gücü ve paranın sağladığı koruyuculuk ile birlikte adalet mekanizmalarını manipüle edebilenler, toplumsal yaşamı zehirliyor.
Bu durumun sonuçları herkesin görebileceği kadar açıktır. Hukuk kitaplarında her şey yazılı olabilir; ama insanın yaptığı her davranışın, her kirli pazarlığın, her iftiranın doğuracağı ahlaki yük, kanun metinlerinde değil kalbimizde saklıdır. Eğer biz toplum olarak çocukluktan itibaren vicdanı,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d