menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Kafesim geniş ve ben de uysalca volta atıyorum içinde”

15 1
previous day

Kafes’teyiz yine, bu defa Canan’la birlikte.

O gün yapılan duruşmada ikimizin tahliyesine karar verilmişti ve Mamak’ta tahliyesine karar verilenler, duruşmadan dönüşte koğuşa değil kafese konuyordu.

Cezaevinde son gecemizi, A Blok girişindeki dört tarafı demir parmaklıklarla bölünmüş kafeste geçiriyoruz.

Bildiğiniz hayvan kafesiydi sözünü ettiğim.

12 Eylül’de, hakkınızda tutuklama kararı verilmişse eğer Mamak Askeri Cezaevindeki ilk işkence mekânı, ilk karşılama, ilk saldırı alanıdır bu kafesler. Arada cezalandırma amacıyla da konduğunuz, tahliyenize karar verildiğinde de içine tıkıldığınız yerdir.
Gelen geçenin gözünün önünde, hiçbir mahremiyetin bulunmadığı bu yerde kendinizi seyirlik bir obje, hayvanat bahçesinde kafese kapatılmış bir maymun gibi hissedersiniz.

Sanırım istedikleri de bu, daha girişte, öz savunma sisteminizi alt üst ederek sizi çaresizliğin pençelerine teslim etmek, direncinizi kırmak.

Astıyla, üstüyle, komutanıyla, eriyle hâkî bir kuşatma altındasınız, saldırı her an her yerden gelebilir, tetikte olmalısınız.

Mamak Cezaevindesiniz, içerdesiniz yani ama bu cezaevinde içerinin de içerisi var; koğuşlar dışında hücreler var, tabutluklar var, bir de bu kafesler var.

Ne olursa olsun, otoriteyle, şiddetin failiyle seni ayıran duvarların olduğu her mekânı, burası bir hücre dahi olsa sırtını duvarlardan birine dayayarak otoritenin elinden koparıyor, kendinin kılabiliyorsun. Failin, o........

© Agos