25 Kasım: Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü
Mehmet Taş / Londra – Feminist Direnişin Küresel Sınavı
Kadınların dünya çapında erkek şiddetine, eşitsizliğe ve ataerkil tahakküme karşı verdiği mücadele, 21. yüzyılın en güçlü toplumsal hareketlerinden birini oluşturuyor. Ancak Türkiye’de ve dünyada yükselen aşırı sağ akımlar, kadın haklarını hedef tahtasına yerleştiren söylemleriyle bu kazanımları doğrudan tehdit ediyor.
Aşırı sağa göre, erkek egemenliğinin son bulması ve kadınların daha adil, daha az şiddet içeren bir dünyada yaşama talebi, “solun erkekleri yok etmeyi amaçlayan totaliter bir planı” olarak sunuluyor. Bu dil; feminist hareketi, LGBTİ ’ları, göçmenleri ve diğer tüm azınlıkları ulusal kimliğe dışarıdan dahil olmuş sözde “iç düşmanlar” olarak yaftalayan tarihsel bir çizginin devamı niteliğinde.
Bugünün otoriter ve faşist ideolojileri ise feminizmi açık bir biçimde hedef alıyor: Onlara göre feminizm, “ırkçılık karşıtı, biyoloji karşıtı ve bu nedenle ataerkilliğe karşı” bir tehdit. İşte bu yüzden, feminist hareketlerin en güçlü olduğu ülkelerde bile onlarca yıllık kazanımlar geri alınmaya çalışılıyor.
Aşırı Sağ Dalganın İçinde Yükselen Feminist Siyaset
Tüm baskılara rağmen, çok uluslu feminist hareket tarihsel ölçekte bir toplumsal mobilizasyon yaratmayı sürdürüyor. Kadınlar, inşa edilen bu otoriter atmosferde yeni siyasal stratejiler geliştiriyor; meydanlarda, sendikalarda, üniversitelerde ve dijital alanda örgütlülüklerini hem genişletiyor hem de radikalleştiriyor. Bu nedenle aşırı........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein