Askıdaki inançsızlık
Gündelik hayat ekseriyetle güvensizliklerle dolu, yarın ne olacağını bilmeden karanlık odada yürür gibi yürüdüğümüz bir alandır. O nedenle çoğumuz, gün gibi açıkta olan olgulara bile şüpheyle yaklaşmaya, onların ardında bir ilüzyon olup olmadığını görebilmek için uğtraşmaya, içimizde şüphe illetini her daim muhafaza etmeye mecburuz.
Modern bilimin doğuş noktası da işte bu inançsızlığa dayanıyor. Her ne kadar aklımızın gösterdikleri ile empirik gözlemlerimiz uyuşsa da, bir siyah kuğun ortaya çıkıp bir çuval inciri berbat etme, ‘merkezi dogma’mızı bozma ihtimali her zaman var. O nedenle bilim erbabı, elindeki verilerin gösterdiğine asla tam bir imana sahip olmaması gerektiğinin -en azından teoride- bilincinde hareket etmek zorunda.
Ancak bu durum, bilimin sadece üretici........
© ABC Gazetesi
