Bizim çarşı halleri
Eskiden otogarlarda çok olurdu. Elinde bavulu, cebinde biletiyle Edirne otobüsüne doğru giden vatandaşı Doğu Beyazıt’a yollamak için türlü takla atan arkadaşlar…
Ama asıl turistik bölgelerde konuşlanmış durumdalar. Halıcıya, dericiye, kuyumcuya ya da bara, restorana müşteri götürüp dükkan sahibinden komisyonunu alan hanutçulardan bahsediyorum.
Aslında çok eski bir iş hanutçuluk. (Dikkat ettiyseniz, meslek diyemiyorum.) Kelimenin kökeni olan hanut, Ermenice “dükkan” demek. Temelinde “komisyon” olan türlü çeşidi var.
Kemeraltı’nda bile görmüşsünüzdür mutlaka. Tam elinizdeki alışveriş listesine konsantre olmuşken önünüze fırlayıp “Kot lazım mı abi?” diye bağıran çığırtkanlar var ya! Hah işte onlar da bir tür hanutçu…
Son yıllarda yeni bir model daha türedi. Onlar için “hanutçu” demek doğru bir tanımlama mı, pek emin değilim. Nihayetinde hepsi de okumuş, kibar, temiz yüzlü ve şık giyimli genç arkadaşlar. Ama yaptıkları iş ve uyguladıkları yöntem aynı be kardeşim!
Anlatayım da kararı kendiniz verin!
Kıbrıs Şehitleri Caddesi ya da Karşıyaka Çarşı’ya girer girmez, farklı renkteki yelekleri ve ellerinde tabletleri ile bir sürü genç göreceksiniz. Allısı, yeşillisi… Her bir renk, farklı bir sivil toplum kuruluşunu temsil ediyor.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d