Cemilzade
İstanbul’un sokaklarında büyüyen tat, kuşaklar boyu süren bir musiki. Cemilzade markasının hikayesi böyle güzel bir mirasa sahip. Hikaye, 1867’de Şehzadebaşı’nda doğan Cemil Bey ile başlıyor. Babası Şehzade Camii’nin başimamı. Henüz on üç yaşında babasını kaybeden Cemil Bey, ailesinin yükünü almak zorunda kalır. Kapalıçarşı’da kuyumculuk öğrenir, fakat kısa sürede hem sanat hem de zanaat yoluna yönelir.
Bir şekerci ustasının yanında yetişir ve 1883’te kendi dükkanını açar: Şekerci Cemil Bey
Dönemin önemli hocalarından Mabeyinci Basri Bey ve Enderuni Ali Bey’den aldığı eğitimle ud çalmaya başlar. Müziğe olan tutkusu o kadar büyüktü ki, kısa sürede besteler yapmaya başlar. Yirmi dört yaşındayken Karcığar Saz Semaii’ni besteler ve Osmanlı musikisinin önemli isimlerinden biri haline gelmeyi başarır. 1898’de otuz bir yaşındayken Muzıka-i Hümayun’un Türk Musikisi Bölümü’nde ud sanatkarı ve hocası olur. Sarayda kendisine verilen kıymet, Sultan II.........
© 9 Eylül Gazetesi
