Tahterevallide demokrasi
Önceden aklımızdan hayalimizden bile geçmeyen şeyler, son bir-iki yıl içinde gerçek olmaya başladı. Kimin ne amaçla başlattığını, ne planladığını, ne zaman, nasıl ve nerede duracağını bilmediğimiz gelişmelerin her biri, yüreğimizi ağzımıza getiriyor! Adeta bir tahterevalliye binmiş gibi, bir o yana bir bu yana savruluyoruz. Ne olduğunu ve nasıl olduğunu anlamadığımız gelişmeler karşısında, eski düzenin değişmekte olduğunu görüyor, ancak ne yöne gitmemiz gerektiğini bilemiyor, bir denge gelse de huzura kavuşsak diye dua ediyoruz.
Görünüşe göre demokrasimiz, birkaç kişinin dilediği gibi, tahterevalliye binmişçesine yalpalayıp geriye giderken, ülkemiz de hızla bir otokrasi batağına saplanıyor gibi. Ana muhalefet partisi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve HDP’nin eski eş genel başkanlarından Selahattin Demirtaş hapiste. Fakat Türkiye Cumhuriyeti’ne en uzun süre karşı gelen ve en büyük zararı veren terör örgütü ve müebbet hapse mahkûm lideri Abdullah Öcalan hapisten siyaset sahnesine çıkarak, ülkenin anayasasını, demokrasisini ve hukuk düzenini şekillendiriyor. Hatta, Öcalan’ın, maksimum görev süresi dolan, artık siyasetten çekilerek yenilere yer açması, ülkede adalete, hukuk devletine, hukukun üstünlüğüne, bağımsız ve tarafsız yargı ile demokrasiye verdiği zararları telafi etmesi gereken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarını uzunca bir süre daha sürdürmesinin önünü açması bekleniyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Ekim 2024’te, Meclis’in açılışında, o zamana kadar katı bir şekilde karşı olduğu, kapatılması için bastırdığı HDP'nin devamı DEM Parti’ye yakınlık, Öcalan’a siyasete girme ümidi ve yolu göstermiş olmasına, Öcalan'ın da Bahçeli'nin tavsiyesine uyarak PKK'yı feshetmesine şaşırmamak elde değil. Fakat yaşadığımız bu baş........
© 9 Eylül Gazetesi
