Filistin’in hüzünlü kefiyesi
Hayat bana bir şeyleri saklama, koruma şansını pek tanımadı. Olayı arabeske bağlamayayım ama babamın fotoğraflarından, dedemin köy berberi-dişçisi aletlerinden, babaannemin el emeği göz nuru işlerinden birkaç parça hatıra kalması ne güzel olurdu. Bunlara benzer birkaç güzellik yanında, yitirmiş olmaktan pek hüzün ve üzüntü duyduğum hatıraların başında, fuarın “Fuar” olduğu o güzel günlerde, Filistin pavyonundan armağan edilen “kefiye” ve Ebu Ammar’ın yazdığı o muhteşem kitap gelir. Anımsıyorum, “Bir gün Filistin’in sahne oyununu yazmayı ne çok isterim” dediğimde, delegasyon temsilcisinden şu yanıtı almıştım: “Biz de senin adını, ülkemizde bir sokağa veririz.” O oyunu mutlaka yazacağım, bu kesin. Filistin, bir kerecik yaşayacağımız şu hayatta hiç dinmeyen sızımız, akması hiç durmayan kanımız, mücadele tarihiyle onurumuz, bir türlü gelmeyen o güzel günler adına Ortadoğu’daki hasret simgemizdir. İşte bunlar, daha da kesin.
Olayları, olguları, kavramları, nedenlerini ve sonuçlarını anlamlı kılan, ete kana büründüren, onaylayalım ya da onaylamayalım onları konumlandıran şey: hayata bakış, bilgi-birikim kapasitesi ve nihayet dünya görüşüdür. Biz Filistin’e de bu pencerelerden bakıyor, dün-bugün-yarın diyalektiği içinde hafızamızı diri tutarak, sözümüze ve duruşumuza netlik ve süreklilik kazandırmaya çalışıyoruz. Bu çabanın pusulası bilimdir, akıldır, duyarlıktır ve devrimci bir duruştan beslenen tavırdır.
Bunlar unutulduğu için, hiçbir işe yaramayan hamasetten arabeskten medet umarak, şovenizmden faşizme, dincilikten ırkçılığa savrularak, emperyalizmin maşasına dönüşerek, kanın kanla yıkanacağını savunacak kadar şuursuzlaşarak gün geçirilmektedir. Filistin, bu bağlamda insanlığın ayıbıdır, utancıdır, taammüden işlediği ya da yardım ve yataklık ettiği ya da en fecisi görmezden geldiği büyük ve bağışlanamaz suçudur.
Bugün mahalle kahvesinden Birleşmiş Milletler salonlarına, her yerde Filistin konuşuluyor ki ben birinci adrestekileri daha içten buluyorum. Çünkü mahalle kahvesinin televizyonundaki yandaş kanalların 7/24 manipülasyonlarına, palavralarına ve saçma sapan propagandalarına rağmen, hiç........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d