menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çeyrek asrın en tehlikeli dönemeçleri

14 1
18.07.2025

AKP iktidarının Türkiye’yi yönettiği 25'inci yılda bugün, hiç olmadığı kadar tehlikeli bir dönemece girmiş bulunuyoruz.

Özellikle PKK meselesi bağlamında yaşanan son gelişmeler ve sosyal medya üzerinden açık açık yürütülen ayrılıkçı propagandalar, durumun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Artık en radikal PKK sempatizanları dahi görüşlerini gizleme gereği duymuyor. Açık kimliklerle Cumhuriyet karşıtı söylemler yayımlanıyor, yurttaşlar tehdit ediliyor, küfür ve hakaretle bezeli bir dil sistematik şekilde kullanılıyor. (Biraz TikTok'ta gezinmeniz gerçekleri görmeniz için yeterli olacaktır)

Cüretin arkasında ise, iktidarın bizzat yönettiği ve göz yumduğu “süreç” var. "Süreç" diyoruz ama burada kastedilen şey barış ya da toplumsal uzlaşı değil; emperyalizmin bölgedeki planlarıyla uyumlu, Türkiye’yi içten içe çözmeyi hedefleyen bir siyasi mühendislik çalışması.

Bugün binlerce askerin, polisin, öğretmenin ve sivil yurttaşın hayatına mal olmuş bir terör örgütünün, yeni bir siyasi zemin kazandığına, taraftarlarının kendilerini açık ettiği bir döneme tanıklık ediyoruz.

Üstelik bu, adım adım, titizlikle inşa edilen bir yol haritasının sonucu.

Yurttaşın gerçek sorunları olan işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik, sağlık ve eğitim krizleri planlı biçimde gündemden düşürülerek kimlik siyasetinin ve anayasa mühendisliğinin önü açıldı.

Devlet Bahçeli’nin “Öcalan'ı Meclis'e davet eden” çıkışı sürecin başlangıç işaretiydi.

Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, klasik taktiğiyle bir süre geri planda kalıp en kritik anda sahneye çıktı ve partisinin istişare toplantısında, “Biz üçümüz bu yolda birlikteyiz” diyerek AKP–DEM–MHP ittifakını ilan etti.

Bu açıklamanın ardından sosyal medyada deyim yerindeyse taşkınlık yaşandı.

PKK’yı savunan hesaplar coşkuyla örgüt marşları paylaşmaya, bölünmeyi açıkça........

© 12punto