Ahmet Hamdi Tanpınar ve memlekete dair
Güzide memleketimizin içinde bulunduğu durumu dünden bugüne bir cümleyle açıklamak istersek Ahmet Hamdi Tanpınar’ın o meşhur ifadelerine gideriz: “Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkanını vermiyor.”
Tanpınar’ın bu sözleri memleketin kara yazgısını ve insanların dünden bugüne içinde bulunduğu durumu anlamak açısından çok kıymetli. Fakat ben bu yazıda, memlekete değil yazara, yazarın yaşadığı sorunlara eğilmek istiyorum biraz. Tanpınar ülke sorunları ile meşgul olurken acaba ne yaşıyor, nasıl bir hayat sürdürüyor, hangi sorunların üstesinden gelmeye çalışıyordu?
23 Haziran 1901 İstanbul doğumlu Ahmet Hamdi Tanpınar. Babasının kadı olması nedeniyle çocukluğu pek çok şehirde geçmiş. Liseyi Antalya’da okumuş mesela. Akabinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girmiş. Köprülü, Mehmet Fuat, Cenab Şehabettin gibi isimlerden ders almış. Sonrası öğretmenlik.
Erzurum, Konya, Ankara ve nihai olarak İstanbul’da öğretmenlik yaptığını biliyoruz. Öte yandan 1939 yılında Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in emriyle kurulan Edebiyat Fakültesi bünyesinde kurulan “19’uncu asır Türk Edebiyatı” kürsüsüne, doktorası olmadığı hale “Yeni Türk Edebiyatı profesörü” olarak atanmış ve Türk Edebiyatının tarihini yazmakla görevlendirilmiş. Konu buraya gelmişken söylemiş olalım, Hasan Ali Yücel en yakın dostudur. İsmet İnönü’de onun için çok değerli bir isimdir, CHP’ye yer yer önemli eleştiriler getirirken Paşa’yı ayrı bir yerde tutar.
Tanpınar’ın vekilliği de bu yılların hemen ertesine denk gelir. 1942-1946 arası Maraş vekili olarak CHP sıralarından Meclise girer. Sonrasında tekrar aday gösterilmediği için Milli Eğitim Bakanlığı’nda müfettişlik yapar. Nihai olarak Fakültedeki kürsüsüne geri döner. Takvim yaprakları 23 Ocak 1962’yi gösterdiğinde aramızdan ayrılır Tanpınar. Mezarı İstanbul Aşiyan’da Yahya........
© 12punto
