Serbestlik vs. Gerçek Özgürlük
Elinizde sigara. Daha kahvaltı yapmamışsınız ama ciğerlerinize duman dolmuş. Vücudunuz sigara dumanıyla yıkanmış. Saçlarınızın her bir teli sigarayla hemhal olmuş. “Benim tercihim” diyorsunuz, “kimse karışamaz!” Haklısınız, serbestsiniz: Yasak yok, engel yok, dilediğinizi yapabiliyorsunuz. Fakat o sigara elinize neden geldi? Sizin seçiminiz miydi gerçekten, yoksa yıllar önce okul yolunda gördüğünüz, reklamlarda parlatılmış, sosyal medyada havalı gösterilmiş bir alışkanlığın sürüklediği bir otomatik hareket mi? “Kimse sabah uyanıp ‘vücudum nikotin istiyor, ne kadar mantıklı’ diye karar vermez.”
Dikkat ederseniz ''serbestsiniz'' dedim, ''özgürsünüz'' demedim. Ayrım yapma ihtiyacı hissediyorum. Bir tarafta serbestlik diğer tarafta ''gerçek özgürlük''. Bu, sadece “yapabilmek” değil, aynı zamanda “yapmamayı da seçebilmek” anlamına geliyor. Bir bağımlının sigarayı eline alması bir eylemdir, evet; fakat o eylemin arkasında özgür bir irade yoksa, buna gerçekten özgürlük diyebilir miyiz?
Bu noktada devlete dönelim. Bir sosyal devletin görevi yalnızca vergi toplamak ve yol yapmak değildir; vatandaşının potansiyelini açığa çıkarma sorumluluğu da vardır. Yasaklar koymakla yetinilmemeli, gerçek özgürlüğün önü açılmalı. Nasıl mı?
• Sigarayı pahalı hale getirerek: Evet, fiyatlar caydırıcı olmalı. Bütçenizi tüketen bir........
© 12punto
