Türk’ün açılımla imtihanı
1984’ten beri Türk Milleti bölücü terör örgütünü defalarca mağlup etti. Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Güçlerimiz, Jandarmamız, korucularımız başta olmak üzere bu millet eline silah almış ayrılıkçı, ırkçı, narko-terör örgütünü dağlarda, şehirlerde yeri geldi hendeklerde bozguna uğrattı.
Silahlı mücadele veren bu örgüt ülkemize tarif ve tazmin edilemez zarar vermesine, acılar çektirmesine rağmen asıl amacına asla ulaşamadı. Komşusunun boğazına bıçak dayamadı bu millet. Yugoslavya olmadı. Emperyalizmin aparatı ayrılıkçı terörist ile etnik kökeni farklı komşunu bir tutmadı. Çoğu zaman “bizden adam olmaz” diye aşağılanan Türk Milleti başka hiç bir milletin yapamacağını yaptı, kardeşliği bozmadı.
Yeniden dile getirelim; silahsız askerleri kurşuna dizen, köy basan, yaşına ve cinsiyetine bakmadan insanları öldüren, öğretmenleri doktorları işçileri katleden bu örgütü Türk Milleti yendi. Savaşta veya mücadelede kazanan tarafın mağlup tarafın koşullarını kabul ettiği nerede görülmüştür? Neden Türk Milleti bugün dayatılan şartları kabul etmek zorunda kalsın? AHİM tarafından da adil yargılandığı kabul edilmiş hükümlü örgüt liderinden neden medet umalım? Kapanmış defteri açmanın bize ne yararı olacak.
Türkiye’nin terörle en yoğun mücadele ettiği doğu ve güneydoğu bölgelerinde geride kalan 40 senede görev yapan asker-sivilleri düşünelim. Milyonlarca insan zor şartlarda ölümle burun burna görev yaptılar. Aynı şekilde bölgede yaşayan yurttaşlarımız da büyük acılar çektiler. Ölüm korkusu ile yaşamak, göç etmek zorunda kalmış milyonlarca insanımız oldu. Ülke olarak büyük acılar çektik.
10 sene önce yaşanan hendek operasyonlarını hatırlayalım. Yine ne olduğu belirsiz bir açılım dönemi sonucunda yüzlerce can kaybı ve yaralı ile sonuçlanan bu operasyonlarda güvenlik güçlerimiz sokak sokak, bina bina hatta oda oda mücade ettiler. Asker-polis omuz omuza verilen bu kahramanca mücadeleyi anlatan kitapları okumak veya........
© 12punto
