İstanbul, New York, Londra, Paris ve Kuala Lumpur’da tanıştığı her kadınla yatan adam
Anlatacağım olay 1960’lı yılların hemen başında Los Angeles şehrinde meydana geldi.
Yer ünlü Sunset Bulvarı…
Hikayemizin kahramanı 15 yaşında bir kız.
O yıl disiplinsizlik nedeniyle okuldan uzaklaştırma almış.
Disiplinsizlik nedeni ise ders sırasında öğretmenin ikazına rağmen güneş gözlüklerini çıkarmaması.
Annesinin bir Cadillac arabası vardır.
Ancak 15 yaşında bir kız olarak bu arabayı kendine çok büyük ve hantal bulmaktadır.
O nedenle ablasının birlikte olduğu adamın Buick Skylark arabasını alıp Sunset Bulvarına çıkar.
12 yaşından beri araba kullanmaktadır ama henüz ehliyetini almamıştır.
Sunset Bulvarında giderken, üstü açık bir Lincoln convertible araba hızla yaklaşır ve sürtercesine geçer.
Biraz ilerde kırmızı ışıkta durduğunda arabadaki genç kız hışımla iner ve kendisine sürtünürcesine geçen açık arabayı kullanan adamın ensesine yapışır.
Direksiyonda siyah güneş gözlükleriyle genç bir adam oturmaktadır.
Öfkeyle arabanın kapısını açıp direksiyondaki adamı dışarı çıkmaya zorlar.
Adam gayet sakin biçimde yerinden kalkar ve arabadan inip kızın karşısına geçer.
Kız tam bağırmaya başlayacağı sırada adam zarif bir hareketle güneş gözlüklerini çıkarır ve işte o an genç kız donup kalır.
Genç kız mesele nedir diyen gözlerle adama şaşkınlıkla bakar ve sonundan ağzından şu cümle dökülür:
“Acaba bir sigaranız var mı?”
Adam hafifçe gülerek kıza bakar ve “Sigaram yok ama hemen köşedeki dükkandan alıp gelebilirim” der.
Anlattığım bu sahne 1961 yılında Los Angeles’in Sunset Boulevard denilen caddesinde, aynen böyle yaşandı.
Buick Skylark arabadaki kız üç dört yıl sonra dönemin en ünlü şarkıcılarından biri olacak olan Cher’di.
Convertible Lincoln arabadan inen yakışıklı genç adam ise Warren Beatty.
Yani o dönemin Hollywood’da en hızla yükselen süper yakışıklı aktörü.
Daha bir hafta önce Golden Globe tarafından “Yılın Yükselen Yeni Starı” seçilmiştir.
Ona bu ünvanı o yılın en çok konuşulan filmi Splendor in the Grass’daki (Aşk Bahçesi) rolü getirmiştir.
Elia Kazan’ın yönettiği filmde yine Hollywood’un en çok konuşulan kadın starı Natalie Wood’la birlikte oynamıştır.
Filmin çekimi sırasında aralarında aşk başlamış ve Natalie Wood’un eşi Robert Wagner kıskançlık krizleri geçirmiştir.
Olayın buraya kadarki kısmı basit bir tesadüf hikayesiydi.
Burası Hollywood’un bulunduğu Los Angeles’ti ve her köşesinde her an benzer bir raslantıolabilirdi.
Ancak hikayenin bundan........
© 10 Haber
