menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Daha iyi bir dünya” hayalinden, teknoloji oligarklığına 

12 0
27.07.2025

Sizin için bu hafta “bir taraf değiştirmenin ibret verici öyküsü”nü yazıyordum. Alışık olduğumuz bir konu… Günümüze gelene kadar parlamentoda ne milletvekili transferleri gördük… Siyasi hayatı boyunca dört parti değiştirmiş profesörümüz var. Bir başka profesörün, CHP’den milletvekili seçilip AK Parti’ye geçişini yaşadık. (Bu profesörlere de ne oluyorsa?..) İş dünyasında da değişen saflara, eğilen başlara az şahit olmadık. Neticede bizimkiler ateş olsa cürmü kadar yer yakar dünyada… Ama dünyanın gidişatını değiştirecek birileri saf değiştirince insan bir durup düşünüyor haliyle…

İşte bu minval üzerine yazarken, elime haftalık Le Monde’un altı haftadır sürdürdüğü yazı dizisinin son bölümü geçti. Gözlerim yuvalarından uğradı. Siz de sıkı durun, kemerlerinizi bağlayın.

Bir fotoğraf… 20 Ocak 2025’te Trump’ın yemin töreninde dört ünlü isim omuz omuza duruyor: Mark Zuckerberg, Jeff Bezos, Sundar Pichai, Elon Musk. Yerleri tarihi bir tablonun önünde: 1777’de İngiliz general John Burgoyne, (Trump’ın kendisini zaman zaman benzettiği) George Washington’a teslim oluyor. Yer, Trump taraftarlarının 6 Ocak 2021’de işgal ettiği ABD parlamento binası The Capitol’ün Rotunda’sı… Karşıdan bakıldığında görülen kubbenin tam altı yani.

Teknoloji prenslerinin arkasındaki, İngiliz generalin teslim olma sahnesi, Trump’un eski Beyaz Saray baş stratejisti Steve Bannon’un şu sözleri olmasa kimsenin dikkatini çekmeyebilirdi: “Bunlara bakıyorum ve sanırım hareketimizdeki çoğu insan (benim gibi), Başkan Trump’ın oligarkları çökerttiğini ve onların da teslim olduğunu düşünüyor.”

Üzerinden 6 aydan fazla zaman geçmiş bir törenin dedikodusunu yapma peşinde değilim. Amacım, bir zamanlar “daha iyi bir dünya için savaştıklarını” söyleyen, ayrımcılığa, çifte standarda, adaletsizliğe karşı duran, şirketlerinde farklı bir kültürü yerleştirmeye çalışan teknoloji prenslerinin, kendilerini inkar eden oligarklara nasıl dönüştüğünü anlatmak

İşte Jeff Bezos, gülümseyen bir yüzle orada duruyor. Sahibi olduğu Amazon, kurulduğundan beri daha az vergi ödemek, devlet desteği almak ve kendisine açılan davalardan kurtulmak için 16 milyar dolar lobi harcaması yapmış. Ayrıca uzay şirketi Blue Origin’in tasarladığı uydu ağını hayata geçirmek için devlet desteğine ihtiyaç duymuş. Kendisi yıllardır Demokrat Partili olarak biliniyor. Trump’ın ikinci dönemi yaklaşırken, yükselen dalgayı fark etmiş ve yön değiştirmiş. Sahibi olduğu Washington Post, Joe Biden’ın yarıştan çekilmesi üzerine normalde Kamala Harris’i destekleyecekken, Bezos kendi gazetesinin yayın kurulu ile bir anlaşma yaparak (ABD burası tabii, doğrudan emir verilemiyor gazetecilere) başkan seçimlerinde herhangi bir adayın desteklenmemesini sağlamış.

İki adım ötesinde Mark Zuckerberg duruyor. Dünyanın üçüncü en zengin kişisi Zuckerberg de Bezos gibi uzun yıllardır Demokrat Parti yanlısı olarak tanınıyor. 2021’de, Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın çatı şirketi Meta, taraftarlarını Capitol’e saldırmaya teşvik ettiği için, Trump’ın Facebook ve Instagram hesaplarını askıya almıştı. Trump Zuckerberg’i mahkemeye verdi ve her yerde onu içeri tıktıracağını söylemeye başladı. Bu arada da kendi sosyal medya platformu “Truth Social” ı kurdu. Zuckerberg de yükselen dalgayı görünce, uzun bir uğraş içine girdi Trump’ı yatıştırmak için. Platformlarındaki içerik denetleme işini Cumhuriyetçilerin istediği şekilde gevşetti; Meta’nın yönetim kuruluna Trump’a yakın isimleri aldı. Trump’ın yemin töreni organizasyonu için bir milyon dolar bağışladı. Kulislerde, 4 yıl önce Trump’ın sosyal medya hesaplarını silmesine ilişkin 25 milyon dolar tazminat ödemeye de hazır olduğu konuşuluyor.

Hemen yanlarında, Google’ın CEO’su Sundar Pichai var. Hindistan doğumlu bu süper mühendis beş yıl önce Trump’ın göçmen siyasetine karşı çıkarak, “Göçmenler Amerika’nın ekonomisine, küresel teknoloji lideri olmasına ve Google’ın bugünkü haline gelmesine büyük katkıda bulunmuştur,” savunmasını yapmış; daha da ileri giderek, “Göçmenlerin arkasında durmaya ve onların imkanlarını geliştirmek için çaba sarf etmeye devam edeceğiz,” demiş biri…. Bugün bu sözlerini unuttu. Google’da çalışanlara, işe gelirken politikayı kapı dışında bırakmaları söyleniyor. (Tabii üst yönetim katı hariç.) Nisan 2024’te Google ile İsrail hükümeti arasında yapılan ve İsrail’e gelişmiş yapay zeka teknolojileri sağlayan Nimbus Projesi anlaşmasına karşı çıkan 28 çalışan anında kapı önüne konuldu. Google’ın bir başka üst düzey yöneticisi, Silicon Vadisi’nin efsanevi isimlerinden, Rus kökenli Sergey Brin de (Larry Page ile birlikte Google’ın kuran kişi), Trump’ın göçmen........

© 10 Haber