menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Jane Goodall: Umudun İzinde Bir Yaşam Öyküsü

12 0
05.10.2025

Jane Goodall hayatını şempanzeler üzerine çalışmalarıyla sadece bilime katkı sağlamakla kalmamışi bilimin soğuk duvarlarını yıkan kadın olarak da tanınmıştı. (Foto: Wikimedia Commons)

Gezegenin krizlerle çalkalandığı bir dönemde korumayla bilimsel anlamda ilgilenmek ne anlama gelir? Belki de bu sorunun cevabını bir isimde aramalıyız: Jane Goodall. Çünkü o, bilimin soğuk verilerini hayatın sıcak nabzıyla buluşturdu; insan ve doğa arasında köprüler kurdu. Çocukluğunda bir tavuk kümesinde başlayan merakını, ormanların kalbine taşıdı. Ve orada sadece şempanzeleri değil, insanlığın kendi aynasını da buldu. İnsanın doğal yaşamla ilişkisini, insanın kendine en yakın akrabasıyla olan iletişimini bize gösterdi. Farklıydı, fark yarattı, doğa hakkında unuttuklarımızı hatırlattı.

Bilimin Soğuk Duvarlarını Yıkan Kadın

İnsanlık tarihi boyunca doğayı anlama çabamız, çoğu zaman onu kontrol etme arzumuzla birleşti. Jane Goodall ise bu yaklaşımdan radikal biçimde uzaklaştı. Onun gözlemciliği, bilimin alışıldık soğukluğundan çok, insanın kalbine dokunan bir sıcaklık taşıyordu. Şempanzelere isimler verdiğinde bilim dünyası buna şaşırdı; çünkü o dönemde hayvanların kişilikleri veya duyguları olduğu düşüncesi bilime aykırı sayılıyordu. Goodall içinse bu, bilimsel verilerle doğrulanan basit bir gerçekti: Hayvanların duyguları vardı, kişilikleri vardı, sosyal bağları vardı ve onlar, tıpkı bizler gibi, sevgi, acı, korku ve mutluluk hissedebiliyorlardı.

Doğanın Kültürel Mirası: Jane Goodall’ın Devrimi

Jane Goodall’ın bilime getirdiği bu derin bakış açısı, sadece şempanzelerin insan benzeri duyguları ve sosyal bağları olduğunu ortaya koymakla kalmadı; aynı zamanda hayvanların da kültürel çeşitliliklere sahip olduğunu gösterdi. 1999 yılında Nature dergisinde yayımladığı ve bugün hâlâ en çok atıf alan makalelerinden biri olan

© yetkinreport.com