İklim Yasası: İklim Krizi Derinleşirken, Türkiye Neyi Yasalaştırıyor?
Parlamentodaki hararetli oturumlar ardından Türkiye sonunda bir iklim yasası çıkardı ama tartışmalar da beraberinde geldi. Hükümet iklimi ticarileştirmekle suçlanıyor. “Cezanı öde, kirletmeye devam et” suçlaması bunlardan biri.
Türkiye, nihayet bir iklim kanununa kavuştu; tabii tartışmalarla birlikte. 2025’in sıcak yaz günlerinde 3 Temmuz 2025’te TBMM’den geçen bu yasa, emisyon ticaret sisteminden (ETS) idari yaptırımlara, yerel eylem planlarından İklim Değişikliği Başkanlığı’na kadar pek çok başlıkta bir çerçeve sunuyor. Ancak bu çerçevenin içeriği, boşluktan çok belirsizlikle malul. Sivil toplumun dışlandığı, bilimsel kaygıların ticari çözümlere dönüştüğü ve doğa haklarının piyasa prensiplerine teslim edildiği bir iklim politikasıyla karşı karşıyayız. Bu yasa, sadece teknik bir metin değil; aynı zamanda hükümetin iklim konusundaki gerçek niyetini ortaya koyuyor.
1988 yılında Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) kurulmasıyla birlikte bilimsel bilgi, ilk kez küresel politikaya doğrudan etki edecek bir yapıya kavuştu. 1992 Rio Zirvesi, iklim değişikliğini insanlık için ortak bir tehdit olarak tanıyan ve Birleşmiş Milletler İklim Sözleşmesi’ni hayata geçiren tarihi bir adımdı. 1997 Kyoto Protokolü sera gazı emisyonlarına yönelik yasal bağlayıcılığı olan ilk küresel anlaşma oldu. 2015 Paris Anlaşması ise, sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamaya yönelik ortak bir kararlılığı temsil etti. 2020’lerde Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile birlikte iklim meselesi artık yalnızca çevresel değil, ekonomik, diplomatik ve ticari bir eksene yerleşti.
Avrupa Birliği, Temmuz 2025 itibarıyla 2040 yılına kadar emisyonları yüzde 90 oranında azaltma hedefi koydu. Bu hedef, bilim insanlarının tavsiye ettiği düzeyin bile altında kalsa da fosil yakıttan çıkış, adil geçiş ve sanayi dönüşümü açısından somut bir yön tayini sağlıyor. Eleştiriler, özellikle geçişin sosyal boyutuna ve yeterli adalet içermemesine odaklansa da Avrupa’nın yönü net: Emisyon azaltımı artık yalnızca........
© yetkinreport.com
