menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’ye neden “kaliteli yabancı sermaye” gelmiyor?

9 0
17.02.2025

“Türkiye gibi ağır dış borç yükü altında ezilen ve sermaye fakiri olan bir ülkenin ekonomik geleceği, çekilecek yabancı yatırımların niteliğine bağlı. Türkiye’nin doğru türde yatırımları çekmek için kapsamlı bir yeni stratejiye ihtiyacı var.”

Yabancı sermaye dendiğinde çoğumuzun aklına sadece yurtdışından para akışı, teknoloji transferi veya yabancıların kendi çıkarlarına uygun yatırımları geliyor. Genelde olumlu bir çağrışım yapsa da, mesele bundan çok daha derin ve karmaşıktır. Yabancı sermaye her zaman kalkınma ve refah getirmez; bazen mevcut kaynakları tüketir, kısa vadeli kâr peşinde koşar.

Sol çevreler uzun yıllar yabancı sermayeyi emperyalizmin bir aracı olarak gördü. Değişimler olsa da bu bakış açısı hâlâ etkisini sürdürüyor. Diyarbakır’da bir toplantıda yabancı sermayenin önemini anlatırken sürekli sözlerimin kesildiğini, hatta emperyalistlerin uşağı olmakla suçlandığımı hatırlıyorum. Benzer bir durumu Meksika’da bir televizyon programında yaşadım; neredeyse dayak yemediğim kaldı.

Paris’te OECD Yatırım Programı Başkanı olarak görev yaptığım dönemde Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi bölgelerde yatırım programları geliştirdim. Liderlere politika tavsiyelerinde bulunduk.

Tüm bu deneyimler bana bir gerçeği öğretti: Eğer yabancı sermaye ülkeye gerçekten katkı sağlayacaksa, mutlaka “kaliteli” olmalı.

Türkiye gibi ağır dış borç yükü altında ezilen ve sermaye fakiri olan bir ülkenin ekonomik geleceği, çekilecek yabancı yatırımların niteliğine bağlı. Yabancı sermaye; finans, teknoloji, yönetim becerisi ve uluslararası ağlar gibi konularda eksikliği olan ekonomiler için önemli bir kaldıraçtır. Borçlanmadan daha iyidir, riski paylaşır, insan sermayesini geliştirir, dünya pazarlarına entegre olmayı sağlar.

Ancak Mevlana gibi “Kim olursan ol, yine gel” diyemeyiz. Sermayenin kalitesi ve nasıl yönlendirileceği uzun vadeli faydalar açısından kritik önemdedir. Yabancı yatırımlar yalnızca finansal katkı sağlamakla kalmamalı; teknolojik dönüşüm, bilgi birikimi ve yüksek katma değerli sektörlere geçişi de mümkün kılmalıdır. Yani mesele, sadece sermaye çekmek değil; doğru türde sermayeyi çekip, doğru yönlendirmektir.

Kaliteli olan her şey gibi, kaliteli yabancı sermaye de kıymetlidir.

Bu tür yatırımlar mevcut kaynakları tüketmek yerine yeni üretim tesisleri kurar, iş sahaları yaratır, beceri kazandırır, teknoloji transfer eder ve yönetim tarzını öğretir. Ayrıca küresel piyasalardaki şebeke ve rekabet avantajlarını ev sahibi ülkeye........

© yetkinreport.com