Sudan’da iki yılını dolduran “Ordular Savaşı” ve Türkiye
Afrika ülkesi Suıdan’da iki yılını dolduran iç savaşın tek nedeni iki hırslı generalin husumeti. Türkiye, Libya’da olduğu gibi hükümet güçlerinden yana. Barışa en büyük engel ise BAE olarak görülüyor. (Şekil: Harita Genel Müdürlüğü)
Sudan’da devasa bir insanlık felaketi yaşanıyor. Birleşmiş Milletlerin “en büyük insani dram” diye nitelendirmesine rağmen yaşananlar uluslararası toplumun dikkatini yeterince çekmiyor.
Bir yandan Ukrayna savaşı, diğer yandan İsrail’in Gazze’ye, Lübnan’a ve Suriye’ye saldırıları, Sudan’ı geri plana itmiş durumda. 44 milyon nüfuslu ülkede, her 3 kişiden biri evini terk etmiş vaziyette, her iki kişiden biri açlık tehlikesi ile karşı karşıya, ölü sayısı 150 bin civarında veriliyor. Sudan’ın Ukrayna ve Gazze’den farkı, felaketin dışarıdan değil de içeriden kaynaklanması.
Yaşanan acıların yegâne sebebi ülkedeki rakip ordular. İki farklı ve bağımsız silahlı gücün mevcudiyeti ve her ikisinin de diğerini marjinal hale getirerek tek başına yönetme ihtirası ülkeyi iki sene içinde uçurumun kenarına taşıdı. Binlerce sivilin öldüğüne, milyonlarcasının yerinden yurdundan edildiğine, halkın yarıdan fazlasının açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığına tüm dünya hep birlikte şahit oluyoruz. Yaşanan dramın general Abdülfettah Al-Burhan ve general Muhammed Hamdan Dagalo, ya da bilinen adıyla Hemeti açısından hiçbir mana ifade etmediği, akan kan ve dökülen gözyaşından ders çıkarmadıkları apaçık ortada. Velhasıl iki generalden ötürü koskoca ülke mahvoldu ve bölünmenin eşiğine ulaştı.
Savaşan taraflardan biri aynı zamanda ülkeyi yönetiyor. General Al-Burhan uluslararası camiada Sudan’ın devlet başkanı muamelesi görüyor, başında olduğu hükümet “de facto” meşru yönetim kabul ediliyor.
Nitekim bu zat-ı muhterem Antalya Diplomatik Forumu’na davet edildi ve iştirak etti. Birleşmiş Milletlerde görev yapan ve Sudan adına konuşma yapan diplomatlar, Al-Burhan’ın atadığı Daimi Temsilciler ve yardımcıları. Bu durumdan memnun olmayan general Hemeti ahiren komşu Kenya’da paralel bir hükümet kurdu. Ancak bu “sürgünde hükümet” girişiminden bir sonuç elde etmesi pek müşkül. Afrika Birliği ise en doğruyu yapıyor, her iki tarafı da meşru kabul etmiyor, Al-Burhan yönetimini iktidarı darbeyle sivillerden alan askeri cunta kabul ediyor.
Londra’da düzenlenen Sudan Konferansında bilinen çağrılar tekrarlandı.
Peki, uluslararası toplum, iki muhteris ve gözü dönmüş askeri durdurmak ve perişan Sudan halkının acısına son vermek üzere ne yaptı ne yapıyor?
İşin bu tarafı daha da hazin. Önceleri ABD ve Suudi Arabistan’ın tekelinde düzenlenen barış toplantıları ve arabuluculuk girişimlerine şahit olduk. Ardından Mısır ve diğer komşuların katılımıyla konferanslar düzenlendi. Afrika Birliği ve bölgesel örgüt İGAD savaşan tarafları bir araya getirmeye çabaladı. Kanlı iç çatışmanın ilk yıl dönümünde Fransa, ikinci yıl dönümünde (geçtiğimiz hafta) ise........
© yetkinreport.com
