menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SESSİZLİĞİN SESİ

15 4
03.09.2025

İlkokul kitabından kalmış aklımda. Öykü bu ya; teyzemizin biri hiç saat kullanmazmış. Torunu soruyo buna;
- Gız babanne? Yok yok öyle değildir, baştan alayım;
- Babaanneciğim, nasıl oluyor da hiç saate bakmadan zamanı anlıyorsunuz?
Malum küçükken hepimiz lord idik.

Teyzemizin yanıtı daha da enteresan;
- Saate ne gerek var Ali'ciğim. Bakkala süt arabası geldi mi, bilirim ki saat 7'dir. Komşumuz küçük Ahmet okula gitmek için annesiyle kapıda vedalaşırken saat 8'dir. Radyoda arkası yarın başlayınca saat 9'dur...
Böyle uzayıp gidiyo işte liste, babaanne günü akşam ediyo...
***
Sanırım teyzemiz biz ilkokul öğrencisi gısmısına düzenli yaşamayı öğretiyordu bu öyküde. Doğanın sesini, sokağın ritmini?
Siz de öyle mi algıladınız ana fikri bakiyim?
Hah, afferim!
Gerçi ben 50 yıldır bu öyküden hiçbişi anlamadım, bir de sizi deniyim dedimdi.
***
Öykü bugünlerde ders kitaplarına konsa, içinde mutlaka;
- Öğlen ezanı okunduğunda bilirim ki saat 12'dir Ali'ciğim, bölümü de olacaktı.
Ne hazindir getirildiğimiz nokta!! Sanki bizlerin ezanla sorunu var! Sanki bu işleri ısrarla kaşıyan........

© Yeşilgiresun