“Milli güvenlik meselesi”
Bundan çok uzun olmayan bir zaman öncesine kadar var olan iktidarın basmadığı neredeyse hemen hiçbir tuş kalmamıştı. Yine de seçim kazanmakla ilgili ciddi bir sorun yaşamadı o süreçlerin hiç birinin sonunda.
Bu sefer de en son kullandığı en büyük argüman olan milli güvenlik meselesini kullanarak devam edebilirdi, ancak bambaşka bir dizayn oluştu. Açılım sürecinin ardından en önemli hamle aracı olan milli güvenlik meselesi nasıl olduysa birden bire başka bir kılıfa büründü.
İşin içine DEM Parti ile olan ve adı süreç olmayan, hatta içinde terörist başı APO’nun bile olduğu bir başka süreç girdi. Dahası bu da bir milli güvenlik meselesi halinde izah edilmeye çalışıldı. Ama orada, bir kent uzlaşısı üzerinden önemli rakiplerinden birini de ekarte etmeyi denedi belki. Ama mahkemeler henüz o konuda mahkûmiyet doğuracak bir şey bulamadıklarını söyledi.
Bu henüze rağmen şimdilik meseleyi yolsuzluklar üzerinden okuyan mahkeme Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu yargılanmasına hükmetti.
O arada ortaya saçılan deliller arasında bir kısmının ciddi tutarsızlıklar içerdiğine dair bir sürü şey yazıldı çizildi. Muhalif basın konuyu , “En güçlü rakibin saf dışı bırakılması” olarak okudu.
Oysa yine çok kısa bir zaman öncesine kadar birlikte hareket edenler karşı karşıya gelmişti,........
© Yeniçağ
