menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rum tarafının gerçek korkusu: Siyasi eşitlik

12 1
thursday

Kıbrıs meselesinde yıllardır hep aynı oyun sahnelenmektedir; Taraflar masaya oturur, aylar/yıllar süren müzakereler yapılır, ardından Rum tarafı bir bahane bulur ve masa devrilir. Ancak her seferinde değişmeyen bir gerçek vardır: Rum tarafı, Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitliği paylaşmaya yanaşmaz.

Oysa Kıbrıs Türk halkı 1974’ten bu yana kendi devletini kurmuş, varlığını korumuş ve eşit ortaklık ilkesini hiçbir zaman terk etmemiştir. Buna rağmen Rum tarafı, “çoğunluk benim” anlayışının ardına sığınarak Türkleri azınlık konumuna indirgeme çabasını sürdürmüştür. Oysa bu ada üzerinde iki halk vardır; barış da, adalet de, ortak gelecek de ancak siyasi eşitliğin tanınmasıyla mümkündür. Ne var ki, Enosis hedefindeki Rum tarafı bu konuda uzlaşıcı hiçbir adım atmamıştır.2020’de göreve gelen 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise Rum tarafının bu uzlaşmaz tutumu nedeniyle çıtayı yükseltmiş, ada gerçeklerine göre egemen eşitliğimizi ön plana çıkararak iki devlete dayalı çözüm siyaseti yürütmüştür.19 Ekim seçiminde seçilen Tufan Erhürman sonuç alamayacağını bile bile ‘siyasi eşitlik’ konusunda Rumları yeniden test etmek istemektedir.

Denktaş’tan günümüze eşitlik arayışı

“Siyasi eşitlik” kavramı ilk kez 1977 ve 1979 Doruk Anlaşmalarıyla gündeme geldi. Denktaş ile Makarios, ardından Kypriayanu arasında imzalanan bu mutabakatlarda, “iki bölgeli, iki toplumlu federasyon” fikri kabul edildi. Ancak o dönemde “siyasi eşitlik” kavramı doğrudan kullanılmadı; Rum tarafı Türkleri hala “hakları korunan bir azınlık” olarak görmek istiyordu.

1990 yılına gelindiğinde ise bu kavram uluslararası literatüre resmen girdi. BM Güvenlik Konseyi’nin 649 sayılı kararı, Kıbrıs’ta çözümün........

© Yeniçağ