Demokrasinin meşruiyeti ve “Ahmak” meselesi
CHP olağanüstü kurultayı bugün yapılırken, hafta içi İstinaf tarafından onanan ve davalar silsilesinin başlangıcı diyebileceğimiz “ahmak” davasına odaklanmak istiyorum. Çünkü İmamoğlu hakkında verilen “ahmak davası” kararı, Türkiye’nin demokratik hukuk düzeni açısından sadece bir kişiyle sınırlı değil, bütün siyasi alanı ilgilendiriyor.
Hatırlayalım… 2019’daki İstanbul seçimlerinin iptali sonrasında yaptığı açıklamalarda kullandığı “ahmak” ifadesi, “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine hakaret” kapsamında değerlendirilmişti. İlk derece mahkemesi tarafından verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası, istinafta “hesap hatası” gerekçesiyle 1 yıl 19 ay 15 güne indirilerek onandı.
Kararın içinde TCK 53. maddeye dayanılarak siyasi yasak hükmü de olduğu için süreç, basit bir hakaret davası olmaktan çıkıp ucu seçimlerde fırsat eşitliğine dokunan bir meseleye dönüşüyor.
Fırsat Eşitliği
Seçim hukukunun özü, serbest seçimlerin yalnızca sandığın kurulmasından ibaret olmadığını, adayların ve partilerin fırsat eşitliği ilkesine uygun bir yarış içinde bulunmasını gerektirir. Birleşmiş Milletler’in 1966 tarihli Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi,........
© Yeniçağ
