menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dergâhların komünal mirası ve kutsalın araçsallaştırılması

18 0
27.08.2025

Rêya Heq-Hak Yolu Alevi geleneğinde kutsallık, bireysel ihtiraslardan ve çıkar ilişkilerinden arındırılmış; toplumsal rızalık ve paylaşım ilkeleriyle tanımlanmış bir değerler bütünüdür. Dergâhlar ve diğer kutsal mekânlar bu değerlerin somutlaştığı mekânlar olarak tarihsel hafızanın, komünal yaşamın ve ahlaki ölçülerin merkezinde yer alır. Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nın anlamı bu bakımdan yalnızca bir inanç mekânı olmakla sınırlı değildir; aynı zamanda Alevi ve Bektaşi toplumunun kolektif kimliğini, eşitlikçi yaşam anlayışını ve ortak hafızasını temsil eder.

Rêya Heq-Hak Yolu perspektifi varoluşa bütünlüklü bakar. Cümle can arasındaki holistik ilişki, bu bütünsel bakışın kadim yöntemidir. Kürtçe’de doğaya “Xwezâ” denilmesi tarihin en derinlikli tanımıdır; dişil evren modelinin ifadesidir. Bu, evrensel ve bütünsel bir metodolojik yaklaşımdır. “Ana kadın” bu sistemin serçeşmesidir.

Rêya Heq-Hak yolu inancındaki kutsal mekânlar, devlete rağmen toplumun demokratik değerlerle yönetildiği alanlardır. Toplumun komünal değerlerde ısrar ederek verdiği her mücadele, bu yönüyle hakikat ve özgürlük mücadelesidir. Kutsal mekânlar komünalitenin inşa edildiği, geçmiş toplumsal hafızanın yeni kuşaklara aktarıldığı ve enerjik hale geldiği mekânlardır. Bu nedenle bu mekânlar toplumun hafızasıdır.

Ancak bireyin bu kutsal mekânı prestiji için işgal etmesi ya da devletin kutsal mekânlarda güç gösterisinde bulunarak onları denetime alması, aslında aynı zihniyetin ürünü olarak karşımıza çıkar. Her ikisi de erkek egemen zihniyetin, “Ana Kadın”ın kemaletine karşı bir inkârıdır. Başka bir deyişle, dişil evren modeline karşı eril evren modelini tesis etme çabasıdır. Bu zihniyete karşı verilen her mücadele aynı zamanda kadın özgürlükçü bir yaşamın inşası mücadelesidir.

Dergâhların tarihsel işlevi, bireysel adları ya da kişisel ihtirasları yüceltmek değil; komünal yaşamın esaslarını kurumsallaştırmak olmuştur. Burada lokmalar ortaklaşa paylaşılmış, bireysel üstünlük reddedilmiş, rızalık temelinde bir eşitlik anlayışı inşa edilmiştir. Hacı Bektaş Veli’nin Makalât’ında ifade ettiği “Eline, beline, diline sahip ol” ilkesi bu komünal ahlakın bireysel özetidir. Aynı şekilde Pir Sultan Abdal’ın “Kul hakkını gözetmeyen, yol erkânını bilmeyen, edep ile süslenmeyen Hak katında makbul olmaz” deyişi, kutsalın ahlaki ölçülerini şiirsel bir dille ortaya koyar.

Mekân ve ritüeldeki kutsallık,........

© Yeni Yaşam