menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Müzakere ve mücadele diyalektiği

37 1
17.08.2025

TBMM Komisyon’unda yürütülen “barış ve demokratik toplum süreci”, ne yazık ki, istenen düzeyde toplumsallaşamadı. Bu sürece tüm kaygı ve kuşkularına rağmen sahip çıkan Kürt toplumunu örgütleyenler, onların eylemini “Başkan Apo’nun başlattığı süreci destekliyoruz” içeriğiyle sınırlı tutmuşa benziyorlar. Desteklenen süreci sabote eden güçlere karşı muhalefet, sözcülerin demeçleri dışında halk kitlelerinin eylemine dayanmıyor. Bu zayıflık muhtemelen müzakereye zarar verme endişesinin halkın eylemini örgütleyecek olan insanların üstünde frenleyici etkiler yapıyor olmasından ileri geliyor olabilir.

Oysa bu süreç kritik aşamadadır ve “norm dışı devlet” ve Erdoğan’ın çevresi süreci tehlikeli şekilde sabote etmektedir.

Sabotaj iki koldan yürütülüyor. Birinci kolun başında İstanbul Baş Savcısı, dolayısı ile Adalet Bakanı, ikinci kolun başında ise Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı görünürdeki “süreç karşıtları” olarak ortaya çıkıyor. Erdoğan belki de, her zaman olduğu gibi “norm devlet” ile “norm dışı devlet” arasında, kendi iktidar çıkarları temelinde zigzag yapıyor. Devlet Bahçeli’nin son olumlu çıkışları ise, Saray İttifakında henüz sonuç vermemiştir.

CHP Belediyelerine karşı, vaktiyle Kürt özgürlük hareketinin belediyelerine karşı yürütülenden farklı olmayan bir sistemli saldırı yürütülüyor. Bunun amacı ortaya çıkmıştır; çözüm karşıtları, CHP çevresindeki aşırı ulusalcılara ve onlarla........

© Yeni Yaşam